Son günlerde sıklıkla yaşanan okullar-dershanelerin gerilimli yaşamı umarım yakında infilak aşamasına gelmez.
Bu mekânlarda yaşan olumsuzlukların başında kız meselesi geliyor!
Henüz ergenlik çağına girmiş, yüzünde ki tüy sakal olma yolunda olan delikanlılarımız sözüm ona cafelerde karşılıklı iyi niyetlerle içtikleri çay'dan sonra karşısında kendisine bakan kız arkadaşını namusu gibi görüyor ve ona bakanı da düşmanı
Hal böyle vuku bulunca da tartıştığı Vatandaşı en seri şekilde imha yoluna girerek (hemen her öğrencinin cebinde bulundurduğu) BIÇAĞI tartıştığı kişiye saplarken gözünü dahi kırpmıyor.
Sözüm ona Cafe dedim!
Evet, sözüm ona Cafe bu tabir Türk Dil Kurumu, sözlüğünden anlamsız.
Yabacı bir terim olsa gerek, Avrupa ülkelerinde var bu tür mekanlar bilirim, bildiğim bir şey var ki CAFE denen mekanlarda CANLI MÜZİK olmaz!
Ama bizde bu isimle adlandırılan mekanlarda Allah eksikliğini vermesin sabah 08.30 başlayan davul zurna, öğlen sonrası org ile çalınan müziklere bırakıyor. Akşamları ise karışık ve bu müziklerin tümü CANLI!
Dolayısyla Cafe müşterileri eşlik ediyor, kızlı erkekli!
İçkili mekânlardan tek farkı yasal içki içilmemesi!
Peki denetim kimde?
Sanırım Belediye ve Emniyette..
Yeterince yapılıyor mu?
Sanmam Belediye'nin yeterli personeli yok. Emniyet ise herhangi bir olay olmazsa ya da ihbar olmazsa denetlemiyor.
Evet bu denetim yapması gerek kurumlarımız.
Peki ya Biz ebeveynler olarak, orta öğretim gören çocuklarımızdan tutunda üniversite hazırlığı için dershanelere (ziyarete) giden çocuklarımız üzerinde nasıl bir denetim yapıyoruz.
Çocuğumuz okuluna gitti mi? Dershaneye gitti mi? Diyerek.
Tabi ki yapıyoruz.
Nasıl mı?
Gelişen teknoloji çağında tabi ki cep telefonu ile
Size yaşadığım bir konuyu aktarayım eminim buradan durumun vahemetini çok daha iyi anlarsınız. Yazacağım konu gerçek ve hiçbir kelime artırmadan eksiltmeden yansıtmak istiyorum;
-İşim gereği yaklaşık 2 yıl önce Malatya Askerlik Şübesine gittim, gazeteci olduğu öğrenen bir bayan
Kardeşim Allah Aşkına şu tinercileri bir haber yapın ortalık kaynıyor dedi.
Doğru söylüyorsunuz Hanımefendi, haber yapmak değil de bir çözüm öneriniz var mı? diye sordum.
- Ya Siz haber yaparsanız Polis önlem alır dedi.
Ama Onlar bizim çocuklarımız, Ailelerin ciddiyetle üzerinde durması gerektiğini söyledim ve Hanımefendiye kendisi çocuklarını nasıl denetliyor sorumu yönelttim.
Hanımefendi'nin verdiği cevap aynen şu oldu;
Tabi ki bir kızım var Lisede okuyor hemen her saat başı cep telefonundan arıyorum.
Hanımefendiye cep telefonun görüntülü olmadığını, çocuğunun kendisine okulda gösterip başka yerde olup olmayacağından nasıl emin olacağını sorduğumda ise bayan susmayı tercih etti.
Evet hisseden kısa da olsa anlamak isteyenler anladı sanırım.
Bizim geleceğimizde ki en büyük tehlike kendi başına yetişen gençliğimizin olmaması dileğimdir.
Malatya da faaliyet gösteren eğitim ve öğretim kurumlarımızda yapılan denetimler ve değerlendirmeleri yapan yetkililerimizin not verirken dikkate alması gereken en önemli konu kampanyalara yapılan bağış miktarı olmamalı, okullarda ki eğitim, eğitimde ki başarı baz alınmalıdır.
Yapmayın Anneler, Babalar, Öğretmenler çocuklarımızı denetleyelim, zaman çok kötü ve bu kötülüğün içine girmesin çocuklarımız, Polisimiz, devletimiz tabiî ki Milletini korur ve bu iş ile görevlilerdir.
Ama unutmayalım ki Çocuklarımız geleceğimizdir.
Saygılarımla.