Sahil Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Ramazan Durmuş

Fransız kalmayın!

20 Aralık 2011 - 21:38 Yorum: 11

 

AKP iktidarının “cek…cak…”ları arasında beklenen gün geliyor...

Fransız yine Fransızlığını yaptı ve Türk düşmanlığından vazgeçmediğini gösterdi... Varlığını ecdat Osmanlı’ya borçlu olan Fransa’nın bu gün bize yaşattıkları “besle kargayı oysun gözünü” atasözüne ne kadar da uyuyor.
Sözde Ermeni soykırımını tanımayanların cezalandırılmasını öngören yasanın Fransız Meclisi’nde görüşüleceği gün geldi çattı...

Cumhurbaşkanı konuştu...

Başbakan uyardı...

İlgili ilgisiz tüm bakanlar da beyanları ile televizyon ekranlarında arzı endam ettiler...

Hürriyetten dem vuran Fransa Meclisi, ifade özgürlüğünü tanımadığını ilan edecek... Fransız Meclisi bir kere daha Türk düşmanlığını ortaya koyacak...

Pekiii bu Fransız düşmanlığı karşısında Türk yetkililer, söz düellosundan başka ne yaptılar?

Her önüne geldiğinde esip gürleyen sivil toplum örgütleri nerelerdeydi?

Gönül arzu ederdi ki gayet demokratik kurallar içinde Fransa’ya Fransız kalmadığımızı gösterebilseydik!

Demeçlerle bir yere varılamayacağını dün gördük bugün de görüyoruz... İş dünyasından Fransa’ya yapılan ziyaretler de bana göre cılız kaldı.

Fransa tüm konuşmalara rağmen dediğim dedik, sessizce “soykırım inkar yasa teklifi”nin Fransa Meclisi’nden geçmesi için son adımını da atıyor.

Üstüne üstlük son dakikada Fransa'ya ait C-160 tipi bir askeri nakliye uçağı, Datça Yarımadası güneybatısında Türk hava sahasını 3 dakika süre ile ihlal etme cesaretini gösteriyor...

Bunun adı Fransız küstahlığıdır.

Bence tepkiler yetersiz kalmıştır. Türk yetkililerin, vatandaşların önüne düşüp Fransa’ya dostluğu da düşmanlığı da hatırlatabilmeydi.

Sonra ne hazindir ki Yaşar Kemal gibi bir edebiyatçımız tam da bu Türk kini salyaları akıtıldığı bir sırada Fransa’dan onur(!) ödülü alıp, boy boy pozlar verebilmiştir.
Tüm içtenliğimle söylüyorum ki, Yaşar Kemal o ödülü alıp uysallık sergileyeceğine keşke son anda ödülü reddetmeli ve Fransa’ya dersini uluslar arası platformda verebilmeliydi.

Ama ne yazık ki bu beklentim sadece Türkiye’nin sağduyulu insanlarının beklentisinin ötesine geçemedi.

Bir de laf düellosu arasında en çok sinirime dokunan cümle ne oldu biliyor musunuz, aynen aktarayım:

“...iki ülke arasındaki dostluğun iç politikaya meze yapılmak istenmesi...”

Fransız dostsa vay başımıza gelenler!

Gerçek şu ki bugün, Avrupa Birliği ve Fransa olarak çok değer verilen ifade özgürlüğü yasayla kısıtlanmak isteniyor...

Fransızlara “Yapmayın, etmeyin” şeklinde ricacı olunmasından ben de büyük rahatsızlık duyuyorum. Evet, yapılması gereken Türkiye’nin kararlılığını Fransızlara hissettirebilmek olmalıdır. Ankara Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Canip Karakuş’un ifadesiyle “Türkiye’nin Fransa ile hesaplaşma zamanı” gelmiştir.

* * *

Yazıya noktayı koyuyorduk ki bir dostum uyardı!

Türk Ermeni cemaati ve Patrik nerelerde?

Konuşmuşlardır diye düşünmüştüm ki internette arama motorunda şöyle bir tarama yapayım dedim. Son tepki 2006 yılında gerçekleşmiş efendim... 5 yıl evvel aynı yasa gündeme geldiğinde Türkiye’den yana tavır koyanlar bu gün sessiz kalmışlardır. Bu durumu da dikkatlerinize, özellikle de AKMP Hükümetinin dikkatine sunmak istiyorum.

Bir sonraki yazımda kısmet olursa Atatürk Garnizon Koşusunu bu yıl da engelleyen Ankara Valisini Türk milletine şikayet edeceğim, bekleyin!

YAZARIN DİĞER YAZILARI