FIKIH KÖŞESİ
Ev için para biriktiren birisi, biriktirdiği parası nisap miktarını aşmış olduğu halde, henüz ev almamışsa parasının zekâtını vermeli midir?
Zekât, Allah'ın, rızk olarak verdiği maldan fakir-fukara hakkı için ayrılmasını emir buyurduğu bir mâlî arınma ve temizlenme ameliyesinden ibârettir. Allah rızâsı için verilir. Her kim ne verirse, kendisi için verir. Çünkü Allah her şeye Vekîl, Kefîl, Hasîb, Nâzır, Alîm, Habîr ve Şekûr'dür. Öyle ki, Allah rızâsı için veren ne dünya açısından, ne de âhiret açısından zarar etmez. Yani Allah onun bedelini yerine fazlasıyla koyar. Söz gelişi, bilhassa ev alma gibi hayırlı alış-verişlerde kolaylık verir, hayırlı kapılar açar, şerden uzak tutar. Bu yüzden, hangi aslî ihtiyacımızı alma plânımız olursa olsun; vakti gelmiş zekâtı geciktirmek helâl ve câiz değildir.
Nitekim, aslî ihtiyaçlarımız dışında, en az 80 gram altın değerinde bulunan ve üzerinden bir yıl geçen birikim ve tasarruflarımızın zekâtını vermemiz, üzerimizde bir borç ve zimmettir. Uzak veya yakın gelecekte ev, araba veya başka bir aslî ihtiyaç alma plânlarımız, üzerimizden zekât zimmetini kaldırmaz.
Ancak; ev almış ve borçlanmış durumda isek, borcumuzdan fazla olmayan birikimlerimiz zekâttan muâftır