Öncelikle cep telefonuma gelen “Fakirin aşk itirafı” mesajı ile yazıma başlamak istiyorum!
Aynen şöyle diyor ki, bugünkü sadaka toplum yapımızı ne güzel de özetliyor:
“Ben fakirim diye belki sevmiyorsun beni...
Ama ben ismini kazıdım yeşil kartımın temiz sayfalarına...
Kara gözlerin gelir aklıma bedava kömür aldığımda...
Hasretin öyle büyür ki içimde faturaları görünce her ay...
Bedava ekmek kuyruğunun en sonundaki gibi uzak olsam da...
Muhtarın yapacağı erzak yardımı kadar muhtacım sana!”
Ne de güzel özetliyor değil mi AKP Türkiye’sini?
“Bir daha düşmeyecek” denen mermiler peşpeşe sıralana dursun...
Başkent Ankara’nın semalarında jetlerimiz Suriye uçağını indiredursun...
Başbakan’ın, dağdaki teröristlere ağlayanlara çıkışı “siyaset” gereği denerek geçiştirilsin e yandaş basın onu anlayadursun...
Ben anlayamıyorum bugünkü Türkiye manzaralarını...
Bakın isterseniz Türkiye İstatistik Kurumu’nun yaptığı “yaşam memnuniyeti araştırması”na, siz karar verin:
* 62 milyon kişi tatil yapamıyor...
* 30 milyon kişi çatısı akan rutubetli evlerde oturuyor...
* 44 milyon kişi taksitle ve borçla yaşıyor...
* 19 milyon kişi borçlarını ödemekte zorlanıyor...
* 58 milyon kişi evindeki yıpranmış mobilyasını değiştiremiyor...
* 11 milyon kişi resmi rakamlara göre yoksulluk sınırının altında yaşıyor...
Zengini ile fakiri arasındaki uçurum katlanarak büyüyen bu Türkiye, AKP’nin ustalık Türkiye’si öyle mi?
Vallahi pes...
Velhasılı içte de dışta da artık sorunlar büyüdü. Hatta önü alınamaz idare edilemez oldu. Suriye ayağımızın dibinde tam bir bomba!
Irak çok daha büyük bir bomba!
İran hiç sevgiyle bakmıyor.
Yani gönlümüzün olduğu ülkeler yani Müslüman din kardeşlerimize karşı sevgimiz platonikleşti!
İç siyasette ise, AKP şemsiyesi altına girenler katmerli ve batman batman sözlerini unutmuş, nostalji yapıyor...
Numan Kurtulmuş Beyi Başbakan’ın nasıl ikna ettiği de yine kendisinin ifadesi ile netleşmiş bulunuyor. Numan Bey, onca ettiği kelamı bir kenara bırakmış ve saygıdeğer eşlerine taaaa 5 yıl önce Başbakan’ın “Sevgi Hanım Numan Bey’i ikna edin de bize gelsin” dediğini yani eş sözü dinlediğini ima ediyor.
Türkiye bol kepçeli gündemle tıkır mıkır gidiyor!
* * *
Bunca kelamdan sonra çok önemsediğim bir sivil toplum kuruluşunun genel kongresi ile yazımıza noktayı koyalım.
MASTÖB, yani Malatya Sivil Toplum Örgütleri Birliği... . Memleketim Malatya’nın sivil toplum teşkilatı... Lafa geldiğinde 216 alt sivil toplum kuruluşuna dayanıyor ama bir türlü kükreyemiyor! Özellikle Ankara’da Malatyalı’ları bir çatı altında toplayacak ve rahmetli Malatyaspor’un efsane Başkanı Nurettin Soykan’ın vasiyeti Gölbaşı’ndaki “Malatya Evi projesi”ni sahipsiz bırakıyor. Vallahi içim acıyor!
Yeniden güven tazeleyen Genel Başkan sayın Bekir Alyüz’e hayırlı olsun dileklerimle sitemlerimi iletiyorum.
Şunu da ifade edeyim. Genel Başkan Alyüz Bey’in “...Malatya’nın lehine ve faydasına olan işlerde baskıcı olmak” vaadinin takipçisi olacağım.