Türk’ün Büyük Önderi Mustafa Kemal Atatürk diyor ki:
”- Türk, Türk olduğu için asildir. Bütün soy gururumuzu, Türk olmanın bilincinde buluruz.”
Şimdi sessiz gemilere soralım hep birlikte...
Eyyyyyyyyyyyy Türk Ocakları!
Türk ırkı yok diyorlar nerelerdesiniz?
Ne acı değil mi; Türk’e hakaret eden, Türk’e küfreden ödüllü!
Şimdi sıra Türk’ü hiçe sayan, Türk’ün olmadığını iddia edenlere ödüllerde!
AKP’nin MYK üyesi ve medyadaki eli ayağı “Prof” unvanlı Yasin Aktay, Türk’lüğü ile övünenlerin diyarı Bayburt’ta şakıyor:
“Türk diye bir ırk yoktur!”
Haydaaaaaaaaaaaaaaa!
Haydaaaaa olmasına haydaaaa da, peki nerede “Türk” etiketine sığınıp siyaset yapanlar, sivil toplum sözcülüğü yapanlar?
Yer ile yeksan!
Şüphem yok uyanacaklar!
Şüphem yok, o efendiye ve onun efendilerine cevabını verecekler!
Ama geç olmamalı, anında olmalı; tıpkı o salonu boşaltan kardeşlerimiz gibi...
Elbette öncelikle ve öncelikle de Türk’ün ocağı; Türk Ocakları...
Elbette mankurtlaşmamışsak!
Ama yok öyle şey; elbette Atsız Ata'nın nesli de uyanacak!
Korkudan Çin Seddi’ni yaptıranlar Metahan deyince yeni mankurtlar peşinde koşuyorsa...
Avrupa, aman dilediği Atilla’nın neslini kukla gibi oynatma planlarında diretiyorsa...
50 bin Mehmetçiği ile 200 bin kişilik orduyu yok eden Alparslan, hala savaş literatüründeyse...
40 çerisiyle binlere kafa tutan Kürşat hiç unutulmuyor ve kıskanılıyorsa...
Karadan gemi yürüten, çağ açıp kapayan Fatih Sultan Mehmet gerçekse...
Bitti denirken aziz Türk milletini Mustafa Kemal Atatürk “Ya istiklal ya ölüm” diyerek ayağa kaldırmışsa...
Daha saymakla bitmez; bir sürü yiğit bize Türklüğümüzü hatırlatıyorsa...
Hiç kendini zorlama sahibinin sesi; az kaldı Atsız Ata'nın nesli uyanacak, geldiğiniz gibi gideceksiniz!
Unutmayınız ki; Türk bir milletin adıdır.
Türk kim mi iyi bak şimdi!
Türk adı, Çin-Shu tarihinde, “Boylar halinde Köymen Dağlarında yaşarlardı. Kışın çok şiddetli soğuk oldu. İçlerinden en büyük oğul ateş yaktı, ısındılar ve hayatta kaldılar. Onu kendilerine başıbuğ seçip ona Türk ünvanını verdiler” der.
Kim ne derse desin aziz Türk milleti ve onun milletler camiasındaki varlığının kıyamete kadar sürüp gideceği; bizzat Peygamberimiz tarafından müjdelenmiş ulu bir millettir.
Türk’ü yok saymak bir “cami duvarı...” hikayesidir! Milliyetçi Hareket’in Lideri Devlet Bahçeli Bey’in de ifade ettiği gibi hiç kimse Türk yoktur diyemez; ve diyemeyecektir.
Diyen de belasını mutlaka bulacak yediği içtiği boğazına düğümlenecek hak ettiği cevabı en yakın zamanda Türk milletinden alacaktır.
Yeniden en başa döneyim; Türk Ocakları’nı yasak savan, arşivlerdeki sözlerle değil, amblemindeki bozkurt yürekle Türk’ü inkar edenlere cevabını vermesini beklerdim...
Yetmedi; çağrımı tekrarlıyorum; Türk Ocakları neredesin?
Gelin bu kadar serzenişten sonra Yüce Allah’a ellerimizi açıp dua edelim hep birlikte...
Ey Allah’ım
Şu günahkar elimizden tut!
Müslüman Türk milletine yardım et!
Onu; vatan hainleri ve millet düşmanlarına karşı koru!
Onu ve Mehmetçiği yalnız bırakma!
Çünkü bu ordu senin Muhammet ümmetine müjdelediğin ordudur.
***
Bu arada gündem fokur fokur...
Satır başlarıyla bir tur atıp yazımızı noktalayalım.
Atatürk düşmanı Mandela öldü, övgüler övgüler... Benim önderime hakaret edecek, onun adına verilen T.C’nin en büyük ödülünü reddedecek biriyle işimiz olmamalı...
Sonra “Yaşasın Atatürk...”
Futbolun kupa mesaisinde fırtınalar koptu... Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor elendi... Galatasaray yaramaz diye sokağa attığı Ufuk denen kaleci ile yoluna devam etti..
Fethiyespor, “Yaşasın Atatürk” tişörtleri ile çıkınca Futbol Federasyonu akla evvel karar aldı. Peki “Rabia” işareti yapan Fenerbahçeli Emre’ye ne oldu? Ya tribünlerdeki “Rabia”cılar?
Eli kanlı eşkıya başı bebek katiline “PKK lideri” diyenlerin boynu kopsun! Bunlar nasıl oluyor da Türk basını diyorlar adlarına...
Başbakan’dan sonra Meclis’te de “Kürdistan” ifadesi... Şaşkınım! Galiba AKP uyguladığı projenin gereği Türk milletini yavaş yavaş alıştırıyor.
Son noktayı söylendiğinde çok komiğimi giden bir açıklama ile koyalım...
“Açıklarsam…”
Son söyleyen de Başbakan... İfadesi aynen şöyle:
“- Sızdırılan devlet belgeleri düne kadar asla bir araya gelemeyecek kesimler tarafından kullanılıyor. Bu kampanyanın ardındakileri açıklarsam yer yerinden oynar!”
Noktayı koyalım: sayın Başbakan eline vuran mı var; yetki sende irade sende; açıkla gitsin!