Yüksek okul veya üniversite çağına gelmiş, bu okullarda tahsil hayatını devam ettiren öğrencilerimizin yaşları ortalama 18 ile 23 yaş arasında.
Üniversite okuma çağına gelmiş çocuğumuz ilköğretim ardından orta öğretim almıştır. Öğretim kurumlarımızda eğitimde almış olmaları gereken çocuklarımız bazen nahoş görüntüler sergiledikleri için acaba diye düşünmeden edemiyorum.
Kelimeleri evirip çevirmeye aslında hiç gerek yok!
Yüksekokul ve Üniversite güzergahına çalışan otobüslere bindiğinizde bana çok hak verirsiniz.
Evet, Üniversite ve yüksekokul güzergâhlarında sefer yapan toplu taşıma araçlarını kullanan ve kullanmak zorunda kalanlar bana hak verecektir.
Yaşlı, özürlü ve hatta hamle bayanlara bu güzergâhta oturmak için yer veren öğrenci sayısı az denecek sayıda ve her geçen gün bu sayı artmaktadır.
İnsanlık öldü mü? Diye kendi kendime sormak istiyorum ama ölmedi ise de can çekiştiği aşikar.
İşim gereği geçtiğimiz Cuma günü öğleden sonra, Yakınca Meslek Yüksek Okulu güzergâhında seyir eden Belediye otobüsü ile Tarım İl Müdürlüğü"ne gittim ve dönüşte yine aynı güzergâhta seyir eden otobüsle şehir merkezine dönmek için bindiğimde otobüsün tüm koltuklar dolu (ekserisi Yakınca Meslek Yüksekokul öğrencileri) hatta benimle birlikte ayakta seyir halinde olan orta yaşlı insanlar vardı
Tarım Müdürlüğü sonrası gelen durakta, iki (bayağı kilolu ve yaşları 65-70) bayan bindi, şoförün arkasında ki 2. Koltuktan bir öğrenci kızımız bayanın birine Teyzeciğim buyurun Siz oturun dedi. Diğer bayan yanımda ayakta, bir durak ötede 2 yaşlı gerçekten çok kibar iki bayan daha bindi fakat bu son binen bayanlar biraz daha yaşlıca ve bitkin olduklarını gören sağ ön koltukta oturan iki kızımız da kalkarak bu Hanımefendilere yerlerini ikram etti.
Otobüs ilerliyor, Otobüs şoförünün hemen arkasında ki ikili koltukta oturan iki öğrenci kızımız tek MP3 cihazına bağlı kulaklığı paylaşarak müzik dinlemeye devam ediyor. Biraz önceki pozisyona şahit oldular ve hatta sağ dış koltukta oturan görmemezliğe vurmak için otobüsün camından dışarı pür dikkat bakmayı yeğledi.
İzliyorum tüm olanları
Otobüse bindikten sonra ki 3. Durakta binen 3-5 yolcu arasında emekli devlet memuru olduğu her halinden belli ak pak giyimli kravatı boynunda tahminen yaşı 75-80 civarında olmalıydı. Yaşına göre (Maşallah) diri beyefendinin yorgun olduğu ve otobüsün el tutma kolundan tutarken bile titrediği belli oluyordu. Bu olay tam tek cihazla müzik dinleyen kızlarımızın yanı başında cereyan ediyordu. Hanım kızlarımız yine aynı eda ile dışarıyı izlediklerini yansıtmaya çalışıyorlar ve sağ taraf tekli koltukta oturan diğer bir öğrenci kızımız kalkarak Amcacığım Buyurun Oturun diyerek yardımcı olup kendi yerine oturmasını sağlıyor.
Yer vermemek için kendilerini camdan dışarıyı izlemeye zorlayan bu kızlarımızın mimiklerini Otobüs şoförünün arkasında ki koruma camından Dörtyol durağına kadar izledim, izledim ve izlerken düşündüm ve kendime, kendime sordum;
Tamam, eğitim ve öğreticiler bunca tahsil hayatında bu kızlarımıza bir şey öğretememiş (!)?
Bu çocukların ağaç kovuğunda büyümedikleri belli, ana babaları hiç bu çocuklara insanlığın gereğinden bahsetmedi ya da insanca davranış sergileyemedi?
Fakat her halleri ile işte bizim gençliğimiz işte bizim geleceğimiz diyebileceğim İnsan evledı 3 kızımıza otobüsten inerken şu cümleyi sarf etmek zorunda kaldım, Sizleri Tarım Müdürlüğü"nden beri izliyorum ve takdir ediyorum, gurur duydum dedim.
Sözün özünü, Atalarımızın altın sözü Eşeğe altın Palan giydirsen de, eşek eşektir
DİPNOT: Atalarımızda bende bu sözü eşeğe hakaret etmek için kullanmadık beni tanıyanlar çok iyi bilir hayvanları ne çok sevdiğimi...