Gazete turu yaparken, Devletin 3 nolu kırmızı plakalı adamının feryadı karşısında tüylerim diken diken oldu.
Konuşan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç"tı:
-Birbirine kapalı insanlar, partiler, liderler hiçbir açılım yapamaz. Siyasi aktörlerin yüz yüze, göz göze gelip konuşamaması terörden beter. Bir dokun bin ah işit.
- Türkiye"nin içinde bulunduğu bu durum beni çok endişelendiriyor.
Şimdi, bu acı sözler karşısında diyecek bir tek cümlesi olan beri gelsin!
Devletin zirvesinde Endişeliyim rüzgarları esiyorsa artık gerisini siz düşünün!
Ama Kılıç öyle keskin, öyle dolu ki peş peşe sıralıyor:
-Türkiye"nin bence terörden daha beter bir sorunu var, o da diyalogsuzluk.
-Birbirinin üzerine kapıları daha baştan kapatan, atılan her adımı ihanet olarak değerlendiren, dolayısıyla kin ve nefret üreten iktidar, muhalefet, yargı, medya hangi sorunu nasıl çözebilir?
Devletin kırmızı plakalı 3 Nolu Adamı, Anayasa Mahkemesi Başkanı sayın Haşim Kılıç, burada çok önemli bir konuya dikkat çekiyor:
.En büyük görev Cumhurbaşkanı"nın
-Uyuşmazlıkların çözümü koordinasyonun sağlanması cumhurbaşkanlarının anayasal görevi.
-Türkiye"de maalesef ortak çözüm üretebilecek mekanizmalar iyi işlemiyor. Bu da farklılıkların giderek ayrışmasına, önyargı, öfke ve nefretin büyümesine yol açıyor.
-Devam etmekte olan davalarla ilgili kendimizi avukat-hâkim ya da savcı yerine koyarak konuşmamayı hepimizin öğrenmesi gerekiyor.
-Hangi taraf olursa olsun yargı yanlı-yandaş olamaz. Olursa bu hepimizi çok tehlikeli yerlere götürür. Yargının tarafsızlığı ile ilgili maalesef toplumda olumsuz düşünceler hâkim olmaya başladı.
Sayın Kılıç, bunca endişeyi paylaşırken yeniden dönmek üzere gazete turumu sürdürüyorum.
Yer, Sakarya Meydan Muharebeleri"nin 88. yıldönümü dolayısıyla Polatlı"da düzenlenen törenler...
Herkes orada; sadece AKP"liler değil Bu kez Devletin 2 Nolu Adamı, her zamanki gibi çok da ağır laflar ediyor:
Terörden beslenenler var. İllegal terör örgütleri de bundan besleniyor. Maalesef şehitlerimiz üzerinden siyaset yapanlar da bundan besleniyor.
Söz kime, Açılım dedikleri ne olduğu belli olmayan ucubeyi karşı çıkanlara...
Sahi, ne demek Terörden beslenenler var diyerek milyonlarca insanın hür iradesi ile sandığa gidip oyunu verdiği bir siyasi partiyi şehit istismarcısı, Feryatları rant yüzünden, ya da Kan akmaya devam etsin, annelerin gözyaşı dinmesin istiyorlar
demek?
Devletin 2 Nolu Adamı, böyle yaparsa vatandaş Mehmet efendi ne yapsın? Doğrusunu söylemek gerekirse bence sayın Başbakan, açılım, açılım diye feryat ederken ihanet ile suçladıkları muhalefet liderlerinden nasıl bir Açılım beklediğini çok acilen, geç olmadan açıklamalıdır.
Yoksa bu işin sonu büyük bir kutuplaşma
Baksanıza Devletin kırmızı plakalı 3 Nolu Adamı ne diyor:
-Endişeliyim!
İşte şimdi Başbakan"a çok önemli bir görev düşüyor:
Endişeleri gidermek! Elbette bu iş de birilerini ihanet ile, hainlik ile suçlamakla olmuyor!
Ne diyelim, Tanrı Türk"ü korusun!