Çevremize baktığımız zaman hayli çabuk değişen bir Malatya görüyoruz.
Yollar yapılıyor, binalar, binalar yapılıyor… Fabrikalar yapılıyor mu? O biraz sorgulanmazı gereken bir konu!
Bu konuda Murat Çelik’in gözlemlerine göre, Malatya ekonomisinin durumu şöyle:
Malatya elbette 10 yıl yirmi yıl önceki durumunda değil. Niye? Çünkü Türkiye ekonomisi ister istemez büyüyen bir ekonomi ve Malatya buna ayak uydurmak zorunda. Hangi iktidar başta olsaydı, yine de Türkiye’nin ekonomisi büyüyecekti. Onun için bugünkü ekonomik durum elbette üç yıl, beş yıl önceki ekonomik göstergelerle aynı olamaz.
Peki, Malatya ekonomisini sürükleyen en büyük kalem nedir? Her iyi ekonomist ve vatandaş bilir ki , biz en çok “İnşaat Kesim”ine güveniriz; inşaat kesimi büyürse, ev alım satımları çoğalırsa zenginleştiğimizi sanırız. Ama kazın ayağının öyle olmadığını, başta kayısı olmak üzere yaşanan don afeti önümüzdeki aylarda yaşanacak iflaslarla, hacizlerle göreceğiz.
Türkeyi’nin GSMH’sı büyüyormuş gibi gözükmektedir kâğıt üzerinde(!) ama aslında vatandaşın cebine giren çok fazla bir şey yoktur.
Ekonomiden, emeklinin cebine pek fazla giren bir şey yoktur. Yapılan zamlar göstermeliktir.
İşçi, (pazarlık gücü elinden alındığı için) verirlerse amenna demektedir. Üstelik çoğu kez de emeklilik hakları şu veya bu şekilde ortadan kaldırılmaktadır. İşçi umutsuzdur.
Memur, bütün hayatı kredi kartlarına bağlanmıştır. Bir de kredili ev aldıysa, sesini çıkaracak gücü kalmamıştır. Elinden, kolundan bankasına ve iş yerine bağlanmıştır ve sesini çıkaracak sesi de kalmamıştır.
Zaten sosyal yardımlaşma desteği ile yaşayan yaklaşık 120 bin kişinin gözü, seçimden seçime alacağı yarım ton kömürle, mercimekle, beş on kuruş parayla bağlanmıştır; soluğu kesilmiştir; kendini gösterecek hiçbir gücü kalmamıştır.
Malatya ekonomisinin kalbi artık Şire pazarında değil asıl işi tefecilik olan kuyumculardır. Zaman, zaman soruşturma gereği bazı kuyumculer polis tarafından gözaltına alınıp ifadeleri alınsa da gelişmeler kamuoyu ile paylaşılmamaktadır… Nedenler, niçinler!
Malatya’nın kapalı ekonomisinde ihracatçı firmaların para transferleri yine bu kuyumcular tarafından gerçekleştirilmesi vergilerin milyonlarca doları hava uçmaktadır. Malatya’da, gümrük ve yasaklar işlememektedir.
Ekonomiden pek fazla bir şey çakmıyor ve anlamıyoruz. Kredi kartları ile yaptığımız alış-verişler bedava bulmuşçasına gerçekleşiyor. Kart ödemesi geldiğinde fark edebiliyor, yoksullaştığını.
Son zamanlarda inşaat sektörü can çekişiyor, demir fiyatları aldı başını gitti. Bir site inşaatında müteahhit, yüzde 20 ile 25 arasında arsa sahibine, sitenin büyüklüğüne göre, birkaç daire demirciye, birkaç daire camcıya, birkaç daire beton firmasına, birkaç daire elektrikçiye ve geriye kanlını da kar amaçlı satarak bugüne kadar gelmiş olmasına rağmen yarını onlarda göremez oldu.
Çarşı pazara çıktığında dükkanlara baksan, çoğu siftahsız kepenk kapatıyor. Vatandaşın elinde ki poşetlere baktığında ekonominin nasıl gittiği apaçık görünüyor. Esnafa yüklenen vergiler…
Asıl kar milletin başına bu kış yağacak.
Tarlada ekini olan, bahçesinde kayısısı olan yok. Malatya ekonomisine yıllık 300 milyon dolara para girmeyecek bu yıl.
Şimdilik siyasilerimiz cumhurbaşkanlığı seçimine kendisini endekslemiş, 10 Ağustos dan sonrada erken genel seçim gündeme gelip, tarih belirlendikten sonrada seçim çalışmaları yapılacak.
Her fırsatta 12 yıllık AK Parti ikridarı ile övünen iktidar milletvekilleri her fırsatta vatandaşla iç, içe olup sorun dinliyor ve dinlemeye de devam edecek gibi görünüyorlar. Hiç biri de yıllardır not aldıkları sorunlardan çözüme kavuşturduklarından bahsetmiyor… Niye acaba?
Benim düşündüğüm, siyasiler değil aslında, yaz aylarının ardından gelecek kış mevsimi.
Malatya’nın hemen her semtinde doğalgaz yok, bir mutfak tüpü 80 ile 90 TL arasında, odun ve kömür fiyatları henüz sabit değil ama en ucuz kömürün tonu 300 dolardan aşağı olmaz, resmi olmayan sonuçlara göre Malatya’nın 40 bin işsizi var, çalışanlarında yüzde 70’i asgari ücretli.
Asgari ücretle sağlık bir yaşam beklemek zor hatta imkânsız! En bariz örneği özel ya da resmi hastaneye giden insanların sayısına bakmak yeter. Hemen hepsi dolu, polikliniklerinde adım atılmıyor.
Her ne kadar emniyet asayiş bültenlerine pek yansımasa da, asayişimiz berkemal değil(!). Uyuşturucu ve fuhuş Malatya’da önlemez yükselişte. Hırsızlık vakaları, gasp, aile içi kavga, alacak verecek cinayetleri, intiharlar gelecek aylarda artış gösterecektir şüphesiz.
Ekonomimiz çok iyiymiş. Belki öyledir. Bence siyasilerimiz bu kelamları işten hiç anlamayan insanlara söylemeye devam etsinler.