Selçuklu Türk’ünün “Gül” şehiri...
Timur efsanesinin talanının “Viran” şehiri…
1933’ün Cumhuriyet Türkiye’si ile “Doğan” şehir…
Belediyeliğe beldesi Polat’tan çooook sonra ulaşan kentimiz...
Hatta doğup büyüdüğüm beldem Polat’ta okul varken okulu olmayan kentimiz...
Nüfusunun yarıya yakını Rus mezalimi ve işgalinden kaçan insanlarımızın oluşturduğu bir kent Doğanşehir’imiz... Elbette geriye kalan nüfus ise civar köy ve beldelerdeki göçlerden oluşuyor ilçenin...
Nüfus açısından Malatya’nın en büyük ilçesi Doğanşehir’imiz... Aldığı hizmetler açısından ise başlarda güreşir olmayı gerçekten çok arzu ederdim!
Ancak şimdi Doğanşehir’imizi bir büyük sınav bekliyor. Tarihler 30 Mart 2014’ü gösterdiğinde “Büyükşehir” Malatya’nın bir metropolü olarak Polat’ı, Sürgü’yü, Erkenek’i, Kurucuova’yı, Söğüt’ü ve Gövdeli’yi de içine alarak tek bir belediye başkanının yöneteceği bir ilçe olacak. Kısaca tam bir kader seçimi...
Geriye dönüp baktığımızda siyaset açısından garibanları oynayan bir Doğanşehir görüyoruz... Artık bugünkü neslin zor tanıyacağı, hatta kim o diyebileceği Mehmet Delikaya Bey’den sonra yerli bir milletvekili çıkaramamanın sancısını hep çekti Doğanşehir... Galiba bunda siyasetteki kutuplaşmanın en alasını yaşamanın günahı büyük...
“Doğanşehirliyim” diyebilmek, şüphesiz beldeleriyle, köyleriyle ve mezralarıyla herkesi kucaklamaktan geçiyor. Her Doğanşehirli için elbette hedef artık çok daha farklı olacak...
Öncelik mi; elbette Doğanşehirlilik bilinci... Sosyal, kültürel, ekonomik ve turistik hedefler de çok temel öncelikler... Böyle olunca 30 Mart 2014 Doğanşehir’imiz için bir kader seçimi özelliği taşıyor.
Haydi hayırlısı derken Doğanşehir’imiz tek kültürel faaliyeti elma festivalinden söz edelim... Cumartesi günü Doğanşehir’imizde şenlik var... Bir günlük de olsa elma festivalinde buluşuyor ilçe insanımız... Tamam gidiyorum derken Ankara’nın yoğun mesai trafiğinde bu yıl da yolum uzak kaldı! Festivalin herkese kutlu olması dileklerimi iletiyorum. Umarım bundan sonraki festivallerimiz bir günle sınırlı kalmaz; metropol ilçe olmanın da avantajıyla tüm yöremizi baştan aşağıya kuşatır.
Doğanşehir’imizin bugünkü Belediye Başkanı İbrahim Karaman Bey’in bu konuda bir söyleşide ifade ettiği şu cümleler de acı bir gerçeği ortaya seriyor zaten...
Şöyle diyor İbrahim Karaman Bey:
“...Biz festival yaparken halkın istekleri doğrultusunda tanıtımımızı yaparken aynı zamanda ilçemizin tanıtımına katkıda bulunacak bütün etkenleri de göz önüne almak zorundayız. Göreve geldiğim ilk yıl belde belediyelerimizle ortaklaşa düzenleyeceğimiz bir festival organize etmek istedik. Bu şekilde bütün beldelerimiz kendi kültürlerini, kendi değerlerini ve kendi ürünlerini tanıtma fırsatı bulacaktı. Ama bazı nedenlerden (!) dolayı bu proje gerçekleşmedi!”
Çok önemli bir açıklama... “Bazı nedenlerden”i çok iyi biliyorum! En başta ifade edeyim; ilçemizde ne yazık ki siyasi kamplaşma öylesine kangren bir dert ki çözeni bulamadık! A partisi, B partisi, C partisi kamplaşmasında bir türlü Doğanşehirli olamadık! Bilirim, beldem Polat’tan dolayı>; baba oğla, oğul babaya küstür siyaset yüzünden...
Başkan İbrahim Bey’in bazı nedenleri de bu yüzden olsa gerek... Ama Başkan Bey, belde belediye başkanlarını bir araya getiremeyince olan oldu.
Takaz’ın, Beypınarı’nın alabalığını yeterince tanıtamadık. Doğanşehir’e has kuru fasulyemizi değerlendiremedik. Özellikle ve özellikle Polat’ın içli köftesi bölgede marka olsa da Türkiye’ye tanıtamadık. Araştırmalara kaynak oluşturan Polat Sulu Mağara’yı hiç tanıtamadık!
Bu ürünlerimiz ve değerlerimizin tanıtımını yapmak için de düzenlenen festivallerin mutlaka ama mutlaka mahalli olmaktan çok katılımcı ve Türkiye çapında basının ilgisini çekici nitelikte olması gerekiyor. Çünkü, Doğanşehir’imiz potansiyeliyle güzel ülkemiz Türkiye’ye örnek olabilecek bir ilçedir.
Şimdi Başkan Bey’in güzel dileklerine dikkatinizi çekmek istiyorum.
Biz hepimiz, güzel bir tablonun farklı renkleri olduğumuzu hep aklımızda tutmalıyız. Bizim güzelliğimizin ortak ürettiğimiz hoşgörü sonucu ortaya çıkan değerler olduğunun bilincinde olmalıyız. Öncelikle ve öncelikle; sen ben değil biz diyerek Doğanşehir’imizin gelişmesi için yüreğimizi ortaya koyabilmeliyiz. Doğanşehirli olmak bunu gerektiriyor.
Doğanşehir’de 28 Eylül 2013 Cumartesi günü kutlanacak Elma Festivalimizin ilçeye hayırlar getirmesini diliyorum.
Bir gezinin ardından birkaç cümlecik ile yazımı noktalayayım!
Doğanşehir'imizden bir böyyük usta geçti...
Ne mi dedi?
”- Belediye emin ellere geçecek!”
İnanma Doğanşehirim!
Başka ne dedi?
”-Bir siyasi parti genel başkanının dedikodusunu yaptı!
Sana ne Doğanşehirim!
Başka ne yaptı?
Helikopterden indi, helikoptere bindi ve gitti!