İlk haber anonslarında duydum; inanamadım!
“Çözüm sürecini bu aşamaya getiren Başbakanımız Tayyip Erdoğan’a ve bu konuda ciddi gayretleri olan Abdullah Öcalan’ı takdirle karşıladığımı belirtmek istiyorum. Halkın bu yoğun ilgisine hiç kimse karşı çıkmasın istiyorum.”
Bu sözlerin sahibi Türkiye Cumhuriyeti’nin bir valisi olamaz diye haykırdım kendi kendime...
Hani birileri görse delirdiğimi sanacak ki, Allah’tan evimde o anda kimse yoktu!
İnanamadım; araştırdım; ta ki Vali Hazretleri’nin şok sözlerinin videosunu izleyene kadar...
Sonra da Cuma namazı öncesi Kocatepe’den yükselen sesi hatırladım. Şöyle diyordu Hoca sohbetinde:
“- İncitenlerden ve incinenlerden olmayın!”
Behey hocam; böyle yaratıklar yurdumu sarmışsa ben nasıl inciten olmam; ben nasıl incinen olmam; söyler misiniz?
Vali vali de, kim mi beni bu kadar öfkelendiren; anlatayım!
Şırnak Valisi Hasan İpek...
“...ciddi gayretleri olan Abdullah Öcalan’ı takdirle karşıladığımı belirtmek istiyorum.”
Yok yok! Bu Türkiye Cumhuriyeti’nin bir valisi olamaz, olmamalı!
Adam peki bu sözleri nerede söylüyor; orası da çok önemli...
Şırnak’ımızda iki çocuğumuz Uluslararası Tasarım Olimpiyatları proje yarışmasında dünya ikinciliği ve üçüncülüğü kazanıyor. Bu genç beynimizden biri; İlköğretim öğrencisi Hüseyin Bengi...
Diğeri de Uluslararası Düş Çizgisi Tasarım Olimpiyatı’nda dünya üçüncüsü olan ortaokul öğrencisi İbrahim Olurluk...
Yer mi; elbette makam! Vali, çocuklarımıza altın ödülü veriyor ama şok sözlerle de beyinlerine bir şeyler şırınga ediyor! Yazık, yazık!
Allah aşkına PKK’nın çocukları dağa kaçırmasına isyan edecekseniz önce bu valiye haddini bildirin... Genç beyinlere ‘takdir’ zehiri şırınga edenden Türkiye Cumhuriyeti’ne vali olur mu?
Sadece vali efendi mi; bir irkilme de bir ananın feryadıyla yaşadım!
“-Ben oğlumu tanıyamadım, Tayyip de oğlunu tanıyamazsın” diyor acısıyla...
İrkilmemek mümkün değil! Ama asıl irkilmesi gereken biri daha var değil mi kıymetli okurlarım!
Ey Başbakan artık uyan; çok kamplaştık; bir nefis muhasebesi yapmanın tam zamanı...
Milliyetçi Hareket’in Lideri Devlet Bahçeli Bey’in dediği gibi yüzde 49’u şımartma... Yüzde 51’i öfkelendirme...
Ve bir günde üçüncü incinme...
Ankara'nın göbeğinde bebek katili örgütün elebaşlarının sınava girmelerini istemedikleri tek suçu vatanı sevmek olan öğrencilerin yetkililere liste verdiği iddiaları karşısında tüylerim diken diken oldu!
Böyle bir günde yaşadığım şaşkınlıkla yazıma nokta koymaya sıra geldi...
Yer, İstanbul... Yandaş sendikaların etkinliğinde Recep Tayyip Erdoğan konuşuyor! Üst üste iki cümlede “Türk” demez mi; şaşırdım! Şaşkınlığım uzun sürmedi! Bu kez Mustafa Kemal dedi de bir türlü gerisini getiremeyince kendime geldim ve haykırdım!
Ne mutlu Türk'üm diyene, ne mutlu Atatürkçüyüm diyene...
Ve beni Donkişotlukla itham edenlere son sözümü söyleyeyim!
Karıncanın dediği gibi... Ben de biliyorum yalnız başıma yangını söndüremeyeceğimi..
Ama hangi tarafta olduğum belli olsun!
Kıymetli okurlarım; hafta sonunu Türkmeneli Kültür Sanat ve Stratejik Araştırmalar Derneği “TÜRKMEN-SAD” yönetimi olarak Muğla Büyükşehir Belediyesi ile Muğla Yörük Obaları Derneği’nin ortaklaşa düzenlediği 7. Muğla Yörük Türkmen Şenliği’nde geçireceğiz.
Yeni güne ve yeni haftaya Bismillah...