"Allah temizdir, temizi sever. Etrafınızı temizleyiniz diyen bir İslam Peygamberinin emirlerine ne kadar uyuyoruz? Yine Yiyecek ve içeceklerinizin kaplarının ağzını açık bırakmayınız emrini ne kadar yerine getiriyoruz?
Galiba en hor kullandığımız şey sağlığımız! Yaşamaktan söz ediyoruz ama sağlığımızı ha bire törpüleyip duruyoruz!
Çevre ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği"nin (ÇETKODER) sayın Genel Başkanı Mustafa Göktaş"ın bu konudaki feryadı üzerine tekrar yiyeceklerimiz ve çevre temizliği konusunda sizleri bilgilendirme ihtiyacı hissettim.
Sayın Göktaş, gezdikleri birçok ilde karşılaştıkları manzara karşısında hayrete düştüklerini dile getirirken adeta isyanları oynuyordu.
Dünyanın hiçbir yerinde böyle vurdumduymaz, bananeci, nemelazımcı zihniyet ile üreten ve tüketen, aynı zamanda bu işleri denetlemekle görevli insanlar olmaz diyen sayın Göktaş"ın haklı tespitlerini dikkatlerinize sunuyorum:
Sokakta çiğköfte satılır mı? Kaldırımda kebap, kavurma satılır mı? Açıkta envayi çeşit yiyecek ve içecek satanlar neden bu kadar müsamaha gösterilir?
İçinde ne olduğu belirsiz tantuni, lahmacun, kıyma kebap, içli köfte, şirdan, kokoreç, kelle paça, midye gibi aklınızın alamayacağı her yiyecek ve gıdaya yönelik ürün ulu orta açıkta satılıyor, tüketiliyor. Kimse ne bunu denetliyor, nede alıp yiyen, bunun içinde ne var demiyor!
Acaba yediğiniz içtiğinizin içinde ne var? Nasıl üretilip, tüketime sunuluyor? Hangi şartlarda, hangi koşullarda üretiliyor ve satışa hazır hale getiriliyor? Hijyenik mi değil mi? Bakan yok. Araştıran yok. Dikkat eden yok. Halkın sağlığı bu kadar ucuz mu?diye konuştu.
Yürürlükte çok sayıda gıda ve gıdaya yönelik mevzuat var, kanun var. Yine Kabahatler Kanunu diye bir kanun var ama uygulayan yok!
Bu işlerin üzerine ciddi bir şekilde giden yetkili ve ilgili bulmakta güçlük çekiyoruz. Yollarda, sokaklarda resmen açıkta yiyecek ve içecek satılıyor. Numune alıp da kontrol edecek, tahlil edecek, içinde ne olup bittiğini ortaya çıkartacak yetkili yok mu?
Bunların çoğu bakteri saçıyor. Mikrop saçıyor. Hastalık saçıyor!
Vatandaş almasın, yemesin demek kolay. Milletin alım gücü tükendiği için ucuz yoldan karnını doyurmak istiyor. Ama hile hurda çok Kim denetleyecek? Kim kontrol edecek? Niye etkin bir denetim sistemi yok? Kolluk kuvveti olan belediyelerin zabıtası, Tarım Müdürlüğü ilgilileri, Sağlık Müdürlüğü ilgilileri, Çevre Müdürlüğü ilgilileri, Emniyet güçleri el ele vererek ortak bir çalışma başlatamazlar mı? Bu halkın sağlığı ile fütursuzca oynayanlara kim dur diyecek merek ediyorum?
Sahi yoğun egsoz dumanı içinde açıkta tatlı yapıp yıllardır Ankaralıya yedirenleri sağlığını düşünen bir Allahın kulu görmez mi?
Artık ne yiyip içtiğimizi bilmek hakkımız. Bunun için en başta kendimizi eğiteceğiz sonra da yetkililerden yurt genelinde daha etkin mücadele isteyeceğiz.
Evet artık başta Tarım Müdürlüğü gıda kontrol şubeleri, Sağlık Müdürlüğü halk sağlığı şubeleri, Zabıta teşkilatı, Belediyelerin ilgili birimleri, asayiş ve kolluk kuvvetleri, Çevre müdürlüklerinin ise çevre ile doğa ile ilgili bölümleri el ele vermek zorunda. Açıkta mal satan, kaldırımda, sokakta, caddede, bostanda gıdaya yönelik satış yapanlar yüzünden oluşan doğal ve çevresel kirliliğin de önüne geçilmelidir. Milletimizin sağlığı ile oynanmasının önüne geçilmelidir.
Bu çağrımıza kulak veren çok yiğit yetkililer çıkacak mı merak ediyorum!