Sahil Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Ramazan Durmuş

“Böyyük usta!”

20 Haziran 2013 - 11:16 Yorum: 0

Kriz yönetmeyi bilmeyene “Böyyük Usta” diyorlar!

Peki nereden bu çıktı ustalık, nereden çıktı bu böyyüklük, izah edelim!

12 Haziran 2011 seçimleri öncesi ve sonrası Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kameralar karşısında iştahlı iştahlı anlatıyordu:

“- Ustalık dönemini başlatıyoruz!”

Hatta ve hatta ustalık döneminin usta kabine üyeleri de anlı şanlı yandaşlarca ballandırıla ballandırıla aktarılıyordu... Başbakan Erdoğan, bununla kalmıyor, ustalık dönemini bile geride bıraktıklarını büyük bir gururla anlatıyordu.

Ustalığın ustası böyle der de yandaşlar, yani Başbakanın çok güvendiği yüzde 50 (!) durur mu; onlar ünvanı taçlandırıyorlardı: “Büyük usta...”

Peki ne oldu bu böyyük ustalığa... Görüyorsunuz ki öfke, öfke, öfke... Kriz yönetemediğini sağır sultan da biliyor, kriz yönetemediğini yandaşları da yüzüne haykırıyor. Ama o, bildiğine devam ediyor!

Bir yandaş yazarın ifadesiyle bugün yaşadıklarımız, “Böyyük Usta”nın değil devletin otoriter zihniyeti... O da yetmedi devleti idare eden bürokraside suç... O zihniyet ve bürokrasi Başbakan’ı ve AKP’yi kendine benzetmişmiş! En demokrat parti bile devlete benzermiş de böylece, Başbakanımızda görüldüğü gibi otoriter eğilimler ortaya çıkarmış. AKP’nin karşı karşıya olduğu sorun da buymuş! Otoriter devlet aklı, AKP’ye nüfuz edip Başbakan, devletin dönüştürücü gücüne esir olunca olanlar olmuş!

Vah ki vah! Suçlu AKP değil, devlet; ne güzel yandaşlık değil mi?

O yandaşlar daha neler yumurtluyorlar, neler... Gezi protestosunda ağacı koruduklarını iddia edenler efendime söyleyeyim kürtajcılarmış... Ben demiyorum, yandaşlar diyor! Efendim, ana karnındaki cenini katledenler nasıl ağaç katliamına itiraz ederlermişmiş!

Ne günlere kaldık, Allahım sonumuzu hayır eyleye...

Ne ilginç değil mi? Bundan bir ay önce 17 Mayıs 2013 tarihinde Beyaz Saray’da ABD Dışişleri’nden bir yetkili, Emine Hanımefendi’ye “Diktatörün Psikolojisi” adlı kitabı hediye ediyordu!

Ama ne yazık ki; “Böyyük Usta” için ‘kendim ettim kendim buldum’ şarkısını söylediğini artık kendi yandaşları da ifade ediyor!

Geldiğimiz nokta ortada... Milliyetçi Hareket’in Lideri Devlet Bahçeli Bey’in şu tespitinde olduğu gibi artık gerçekleri asla gözardı edemeyiz:

“- Başbakan Erdoğan zaman kaybıdır, israftır ve heba olmuş yılların adıdır.”

Yani ustalık da böyyüklük de göz boyamadan başka bir şey değilmiş!

Uluslararası medya da, faiz lobisi de hikaye...

Yine Devlet Bahçeli Bey’in şu çağrısına da dikkat çekelim:
”- Bir ara bu ülkenin zencileri olduğunu söyleyen Başbakan, böylesi ucube değerlendirmeleri bir kenara koymalı ve gerçeklere dönerek, mesela zalimliğin tahtına BOP tacıyla nasıl oturduğundan, İmralı’daki caniyle nasıl kan kardeşi olduğundan bahsetmelidir.”

“Böyyük Usta” esecek, gürleyecek biz de inanacağız öyle mi? Onun bunu ne için yaptığını ben değil yandaş yazarının ifadesiyle aktaralım: “Başbakanın sertliği partideki ayrılıkları yeniden yapıştırma operasyonudur!”

Bir paragraf da bizim İngiliz için açalım...

İngiltere’deki dinlenme skandalı ile ilgili şaşkınlık yaşayanlara kısa bir hatırlatma yapalım... Doğrusu, ben hiç şaşırmadım; Mehmet Şimşek Beyefendi'nin İngiltere’de dinlenmesi gayet normal!
Yapmayın beyler! Adam, zaten İngiliz vatandaşı! Bir ülkenin kendi vatandaşını dinlemesinden daha normal(!) ne var ki; Türkiye’ye özenmişlerdir!

* * *

Ve, Dadaşlar diyarı Erzurum’da “Birlik” günü...  Tarihinin en karanlık günlerini yaşayan aziz vatanımız böylesine badireli bir dönem yaşıyor. Aziz Türk milletinin birlik ve beraberliği, Kurtuluş Savaşı öncesinin kaos ortamından daha büyük önem arz eder oldu artık. Türk’ün yıkılmayan kalesi Erzurum, “Milli değerleri koru ve yaşat” mitinglerinin dördüncüsünde tarihi bir güne şahitlik edecek ve “Biriz, iriyiz, diriyiz” diye haykıracak.

Ne mutlu Türk’üm diyene...

YAZARIN DİĞER YAZILARI