Ye kürküm ye !
Nasreddin Hoca’yı bir şölene, ziyafete çağırmışlar. Hoca günlük kıyafeti ile gitmiş. Kendisiyle pek ilgilenen olmamış. ...
Nasreddin Hoca’yı bir şölene, ziyafete çağırmışlar. Hoca günlük kıyafeti ile gitmiş. Kendisiyle pek ilgilenen olmamış. Hemen evine gidip, en yeni ve gösterişli elbiselerini, üzerine de kürkünü giymiş. Davet edildiği ziyafet konağına tekrar gelmiş. Daha kendisini kapıda görür görmez, büyük bir hürmet göstermişler. Yukarıya çıkarıp salonda başköşeye oturtmuşlar. En iyi yemekleri evvelâ ona ikram etmişler.
Hoca her ikram edilen şey önüne konduğunda, kürkünü yakasından özenle tutup, “ye kürküm ye” diyormuş.
- “Hocam, bu nasıl iş, hiç kürk yemek yer mi?” dediklerinde;
- “Ne yapalım, davet sahibi bunları kürküme ikram ediyor. Sonradan kürkümle aramda bir sorun çıkmasın diye ben de kürkümü uyarıyorum,” demiş.
Bu hisseden kısa nereden çıktı(?) diyenleriniz var gibi…
2011 yılında il başkanlığı görevine seçildikten sonra parti üye sayısını iki katına çıkarttı. Gücünün yettiği kadar iyi niyetle, parti içi alınan kararları uygulamakta çekinmeyen, parti içinde muhalefete ve müdahaleye fırsat vermeden ve İl Başkanlığı görev süresince girdiği 2011 genel ve 2014 yerel seçimlerinde partisinin oylarını artırarak 2015 Ocak ayına kadar AK Parti İl Başkanlığını temsil etmeye çalıştı…
2001 yılında AK PARTİ Malatya teşkilatının kuruluşunda yer aldıktan sonra teşkilata çeşitli kademelerde görev yapan, iktidar partisi il başkanı olarak 6 yıl gibi uzun bir süre görev yapıp adının şaibeye karışmaması, isminin olumsuzluklarla anılmaması ayrı bir gerçek.
7 Haziran seçimlerinde 5 sıradan aday olarak ismi açıklandığında en yakınları dahi “ya olur mu böyle?”, “bundan önceki il başkanlığı görevi yapmış olanlar hep ilk sırada listeye girerdi, demek ki parti gözden çıkartmış ki seçilmesi zor sıra yazmışlar” diyenlerin sayısı bayağı çoktu. Burun farkı ile de olsa 5 sıradan girmişti Tüfenkci TBMM’ye. 1 Kasım’da yapılan tekrar seçimde burun farkını boy farkına çıkartarak gitti bu kez TBMM’ye, oda yetmedi Bakanlık Makamına getirildi.
7 Haziran seçimleri öncesi aday adaylık süresince yanında iki elin parmaklarını geçmeyen vefalı dostu vardı…
Adaylık süresince mahalle ve ilçe toplantılarına bu vefalı dostlarına ek olarak partiden birkaç yönetici zaman zaman eşlik etti…
İşim gereği il başkanlığı görevine geldiği günden itibaren (diğer bazı siyasi parti il başkanları ile olduğu gibi) abi kardeş diyalogu içerisinde görüşmelerimiz, istişarelerimiz oldu. Aday adaylığı ve adaylık süresince ikili görüşmelerimiz harici iki veya üç kez görüştük seçimlerle ilgili.
Aday sıralaması ile ilgili görüşlerimi belirttiğimde, “büyüklerimiz böyle takdir etti” demekle yetindi.
İl Başkanlığı süresince gereğinden fazla konuşmadı, niye konuşmadığını sorduğumda “biz iktidar partisiyiz, konuşmak muhalefetin işi, milletimiz yapılanları görüyor” diyerek sorularımı noktalardı.
Kabinede ismi Gümrük ve Ticaret Bakanı olarak açıklandığında eminim ki ben dahil herkes sürpriz olarak değerlendirdi.
Demek oluyor ki; yukarıda saydıklarımı Ankara gördü fakat Malatya göremedi…
Akın akın hayırlı olsun ziyaretleri sürüyor…
Cumhurbaşkanları, başbakanlar ve sayısız bakanlar çıkartan Malatya’ya 19 yıl aradan sonra Bakanlık verilmesi sevince yol açtı…
Şimdi bu sevinci fırsata dönüştürmek gerekiyor.
Adama göre iş, atama, tayin ve şahsi çıkar taleplerini değil, Malatya’yı onlarca adım ileriye götürecek projeler hazırlayıp destek talep etmemiz gerekiyor.
Başta ekonomiye yön vermesi gereken sivil toplum kuruluşları proje üretmeli ve arkasına kamuoyu desteğini alarak taleplerde bulunmalı.
Ekonomiye yön vermesi gereken STK’lar, sorunlar yumağı ile değil çözümü aciliyet gerektiren sorunlarla gitmeli…
Sözün özü; “Cumhurbaşkanları, Başbakanlar ve sayısız Bakanlar yetiştiren ve Ankara’ya gönderen Malatya ne istediğini bilmeli. Malatya bugün bir Kayseri ve Gaziantep’le yarışmıyor, Elazığ ve Adıyaman’la kıyaslanıyor” bilmem anlatabildim mi?
13 yıllık Ak Parti iktidarından hak ettiğimizi ya alamadık ya da ne istediğimizi bilemedik.
Bundan böyle “‘Ben’ duygusunu bir tarafa bırakıp, ‘Biz’ duygusu ile kenetlenip Malatya’yı hak ettiği yere gelmesini sağlayalım” derim.
Murat Çelik olarak, “bizim görmediğimizi gören” başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na çok teşekkür ederim. “Bu bakanlık yalnızca Sayın Tüfenkci’ye verilmiş bir bakanlık değil Malatya’ya verilmiş bir bakanlıktır”. Biz Gümrük ve Ticaret Bakanımız Av. Bülent Tüfenkci’ye güveniyoruz ve görevini en iyi şekilde başaracağına inanıyoruz. Yolun açık olsun.”
Bırak kürkün yesin, Allah utandırmasın Sayın Tüfenkci…