Sahil Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Ramazan Durmuş

Bir iftardan taşan coşku…

15 Ağustos 2011 - 14:36 Yorum: 2

Polat, Fındık, Çavuşlu, Yolkoru ve Karaterzi köylerinin katılımıyla Ankara’da kuruluşu gerçekleştirilen Polat Ovası Derneği, ilk buluşmasını bir iftar programında gerçekleştirdi. Ankara’daki Kıbrıs Evi’nde gerçekleştirilen iftar buluşmasına ilgi büyüktü.
Malatyalı siyasetçilerin yanı sıra Ankara’daki Malatya ilçe dernekleri temsilcilerinin de büyük ilgi gösterdiği iftar programına Polat Ovası Derneği Başkanı Kamil Göksu’un konuşması damga vurdu.
Derneğin kuruluşunda emekleri geçen hemşehrilerini isim isim sayarak teşekkür eden Başkan Göksu; derneği kurmaktaki gerekçelerini sıralarken coşkulu idi.
Polat Ovası Derneği Başkanı Kamil Göksu, kuruluş gerekçesini anlatırken son derece sitem dolu idi. Derneğin kuruluşuna itiraz edenlere mesaj veren Başkan Göksu şunları söylerken salondan alkış alıyordu:
“…Değerli hemşehrilerim, Polat Ovası Derneği’nin kuruluşuna yaklaşık 7-8 ay önce yöremizin değerli şahsiyetleriyle yaptığımız istişare toplantısında karar verdik. Şimdi de ilk etkinliğimizle karşınızdayız. Sizlerle buluşmamızı sağlayan bir birinden değerli yüreği Polat sevgisi ile çarpan gerçek Polat sevdalısı arkadaşlarımla beraber bu derneği kurduk. Bu derneğin gerek kuruluş aşamasında gerek kuruluşunda bizlerle birlikte olan arkadaşlarımızın isimlerini de saymadan geçemeyeceğim.
Ankara’da Malatya’nın bu kadar derneği varken Polat Ovası Derneğine gerek var mıydı diyebilirsiniz. Evet çok haklısınız ama aşağıda açıklayacağım nedenlerden dolayı gerek olup olmadığına sizler karar verebilirsiniz.
Polat; içli köftesi, kınalı ekmeği, yanıcı ve kömbesi ile kendine has yemek kültürü olan bir belde. Polat; birçoğu Sanatçımız Sayın Mehmet Seske sayesinde kayıtlara alınan kendine has türküleri olan bir belde. Türkülerimizin bazılarından bahsetmek istiyorum. Adatepe Adatepe, Pınara Gelki Görem, Dağlar Seni Delik Delik Delerim, Aha Kılıç Aha Meydan
Kayalara Kayalar, Bir Ay Doğar İlk Akşamdan, Yollar Seni Gide Gide Usandım, Aşağıdan Gelir Omuz Omuza, Vayle Gelin, Gelin Oldum Karabüğün Eline, Küstüm, Polat’ın Yolları Bükülür Gider ve diğerleri. Buna benzer birçok türkümüz yöresi Polat olmasına rağmen bahsedilmeden seslendiriliyor, yağmalanıyor.
Polat; ayrıca Sulu Mağara, Tarihi Kral Tepesi, Tarihi Evleri, Turgut Özal Barajı, Beypazarı Mesire Alanı ve Türkiye şampiyonu olmuş halk oyunları ekibi ile dikkat çeken bir belde.”
Başkan Kamil Göksu, turizme bir türlü kazandırılmayan Sulu Mağara konusunda da yetkililere şu mesajı veriyordu:
“…Sulu Mağara hakkında Sayın Doç. Dr. Ramazan Sever, yıllar önce akademik araştırmalar yapmıştır. Sayın Hocamız, bu mağaranın mağara turizmi açısından tanıtılmaya değer özellikleri taşıdığını ve birçok hastalıklara da deva olacak mineraller taşıdığından bahsetmektedir. Araştırmaya göre Türkiye’de turizme açılmış bir çok mağaradan farklı özellikler taşıyan Sulu Mağara da ele alınıp tanıtılmaya değer. Ama Sulu Mağaranın en büyük sorunu ulaşım. Bizler de bu mağara ile yeterince ilgilenemedik. Ancak son zamanlarda Turizm ve Kültür Bakanlığı nezdinde ilgili daire başkanlığıyla Belediye Başkanımız sayın Hasan Orman irtibatı kurmuş ve gerekli projenin hazırlanması yönünde çalışmalar başlatılmıştır.”
Gerçekten de Polat Ovası’nın mesire alanları Beypınarı Alabalık Tesisleri ve Turgut Özal Barajı, gezilip görülmeye değer yerler. Tarihi Kral Tepesinde; Doğu Anadolu’da kurulmuş büyük medeniyetlerden biri olan Urartu’ların Polat’ı yerleşim yeri olarak seçtiğine dair eşyalarını sakladıkları saklama kapları ve heykelcikler dünden bugüne yağmalanmış gitmiş. Bugün bir gruba kiralanan meyve bahçesi olmuş gitmiş!
Şimdi, Başkan Kamil Göksu’nun saydığı bu nedenleri göz önüne aldığımızda Polat Ovası Derneği’nin kurulmasının ne kadar haklı olduğu bir kere daha ortaya çıkıyor.
Yazımızı Başkan Kamil Göksu’nun yardımsever serçe hikayesi ile noktalayalım.
“…Bir rivayet var serçe misali. Bir ormanda yangın çıkıyor bunu gören serçe gagasıyla uzaklardaki göletten bir damla su getirip yangının üstüne bırakıp alelacele gidip geliyor. Bunu gören başka bir canlı sen ne yapıyorsun, bir damla suyla yangın mı söndürülür diyor. Serçe, cevap veriyor; ben üstüme düşen görevi yapıyorum elimden gelen budur.”
Ankara’da yaşayan Polatlılar, Fındıklılar, Çavuşlular, Yolkorulular ve Karaterzililer olarak tek yumruk olalım diyor Başkentten Türkiye’ye yayılan örgütlenmeye katkı verenlere şimdiden teşekkür ederek yazımızı noktalıyorum.
Evet, Polat küllerinden doğmalı, yeniden hükümdar olmalıdır!
 

YAZARIN DİĞER YAZILARI