Erken genel genel seçim ile birlikte birçok kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlar bin bir hevesle istifaları basıp aday adayı oldular.
Onlarda pek tabi biliyorlardı ki hepsi Milletvekili olamayacak ve yakında olamayacakları da kesinlik kazanacak.
Kimi sırf sadakatini belirtmek için çoluk çocuğunun nafakasından kestiği parayı bir kısmını mecburiyetten aday adayı olduğu partinin kasasına ödedi, diğerini yerelde aday adaylığı için istenen sözde gönüllülük esasına dayalı miktarı ödemek zorunda bırakıldı.
Evet kimisi için bu paranın hiç mi hiç önemi yok, zaten geldiği makam ve yerlere aday adayı olduğu parti tarafından getirilmişti. Nasıl olsa aday adayı olduğu parti iktidara gelirse aday olmasa bile “ben ne olacam şimdi?” diyerek, yeni biraz daha üst makam talebinde bulunacak, yani ektiğini biçecek.
Nede olsa bir çoğu emeklisi dolmuş yada dolmak üzere bilmem nerenin müdürü, bilmem hangi bakanlığın genel müdürü olarak emekli olacak her şekilde ödediği bedeli kat kat çıkartacak bu zati muhteremler.
Tabi bu dediklerim olmayabilirde ama o zaman da hangi mantığa aday adayı oldular sorum yanıtsız kalıyor.
Yalnız yukarda saydıklarım mı, “ben ne olacam şimdi” diyecek hayır!
Özel Sektörden aday adayları var, onlarda bir türlü ödedikleri ve hatta ödeyecekleri bedelin karşılığını isteyecekler…
Misal, zati muhterem aday adaylarımızdan İş adamı yok mu?
Var tabi ki, hem de çok fazla.
Eee, bir iş adamı ne isteyebilir aday adayı olduğu partinin iktidara gelmesi ile adı sanı duyulmamış olanları çoğunlukta bunların, ödedikleri vede ödemek zorunda oldukları bedelin karşılığı olarak en azından birkaç ihalede aday adayı olduklarını referans olarak kullanıp, baskı oluşturmak isteyecekler doğal olarak. Ve hatta “nasıl olur kardeşim biz X partiye bu kadar destek olduk siz nasıl beni dışlarsınız!” siteminde bile bulunacak.
Haklı olarak adam aday adaylığı için bedel ödedi!
O nedenle O zati muhteremde payına düşeni iktidardan almak için elinden geleni ardına bırakmayacak.
Biraz daha ileri gidersek İş adamı aday adaylarımızın “Ben ne olacam şimdi?” sorularına cevap aramaya inanın siz de bana hak vereceksiniz!
Dolayısı ile zati muhteremlerin “ben ne olacam? Sorularına yanıt aramaya!
Misal adı mevzu bahis değil, Zati muhterem Malatyalı kardeşimiz taaa gurbetten 500.000 USA Dolarlık Jeepi ile Malatya’nın köylerine kadar seçim çalışması yaptıktan sonra aday adaylığı, adaylıkla sonuçlanmazsa ne olur ve o zati muhterem nasıl demez “ben ne olacam şimdi?”
Çok normaldir, demesi, acayip olan hiçbir durum yok!
O’da her aday adayı gibi bişe olmak için pardon Milletvekili olmak için yarım milyon dolarlık Jeepini halkın arasına sokmadı mı?
İnkar etmeyelim lütfen, bize yakışmaz paparrazi programlarında Ulusal Televizyonlarda izlediğimiz O yarım milyon dolarlık Jeep’i yakinen tanımış olduk. Aday adayımız sayesinde.
(Laf aramızda bu yukarda yazdıklarımı “komünizm bitmeden önce söylemiş olsaydım beni komünist diye damgalarlardı)
Şimdi gelelim aday adayı olmayı her seçimde deneyen geleneksel Aday adaylarına!
Onlarda diyecektir elbette “ben ne olacam şimdi!”
Vallaha işin gerçeği, geleneksel aday adaylarımız şimdiye kadar bişe olmamışlarsa bu saatten sonrada bişe olamazlar benden söylemesi!
Onlar işte bulundukları cemiyette, sivil toplum örgütlerinde oldukları kadarla yetinecekler, darısı önümüzde ki seçimlere…
Nasıl olsa bişe olurlar!
Saygılarımla…