Ahı gitmiş vahı kalmış Esad rejimine karşı gözdağı politikamız ve misilleme sevdamız devam ededursun Suriye sınırındaki gelişmeler yürekleri hoplatıyor.
Sıfır sorundan hızla sıfır komşuya doğru tepetaklak gidişteyiz…
Peşmergelerle alışverişten sonra şimdi Arap Baharı denen acı sevda ile sınırlarımızda yaşananlar karşısında içimiz cızzz ediyor...
Ne yazık ki Türkiye’nin başı belada... Küçük bir kıvılcım, onarılmaz yaralar açacak!
Çok ilginçtir Ankara’da bir toplantıda gülünecek bir durum olmasa da AKP’nin Dışişleri Bakanı ile Suriyeli muhaliflerin toplantısından dışarıya gülücükler yağıyor. Allah aşkına yürekler hop oturup hop kalkarken ekran başında neyin gülücükleri bunlar?
Suriye’de 6 kentte özerk yönetim kuran 16 Kürt partisi, bebek katili eli kanlı eşkıya örgütünü meşru savunma gücü ilan edip 2 bin militanı buraya yerleştiriyor ama Ankara’da cirit atan AKP’nin dostu SUK Başkanı Seyda olayı “Kürt gruplar Suriye'de devrime destek veriyor” diye geçiştiriyor. Hay sizin devriminiz batsın!
Beyefendi ültimatom vermişmiş de, Türkiye açısından sıkıntı yok muşmuş! Bu kadar martaval da fazla...
Ya yaşanan nankörlüğe ne demeli?
Esad zulmünden kaçıyor diye kapımızı açtığımız ve açmaya devam ettiğimiz Suriyeli mülteciler isyan ediyor ve hınçlarını da Türk bayrağından çıkarıyor. Bayrağımızı indirip kendi bayraklarını asıyorlar.
Besle kargayı oysun gözünü misali!
Sınırda olup bitenlere bakmaya devam edelim...
Bir yanda El Kaideciler cirit atıyor diğer yanda Batı Kürdistan’ı ilan ettiklerini açıklayanlar, PKK paçavralarını asıyor sonra da Başbakanımız esiyor: Esad haddini bil!
Bakınız daha neler oluyor sınırlarımızda?
Yaşananlarla gaza gelen Barzani denilen ağabeyin (!) peşmergeleri, sözüm ona can ve mal güvenliğini sağlamak adına Suriye kentlerine giriyor!
Bunun adı kaş yapayım derken göz çıkarmak olmuyor mu?
Ne umduk, ne bulduk?
Başımıza örülen çorabın farkına ne zaman varacağız?
Sınırda yaşanan vahim olaylara nokta koyup yüreklerimizi yakan helikopter kazasında verdiğimiz şehitlerle ilgili Milliyetçi Hareket’in lideri Devlet Bahçeli Bey’in çağrısına bir bakalım.
Son dönemlerde başta bölücübaşı iddialarıyla dikkat çeken Devlet Bey’in 5 vatan evladının şehit olması, 7’sinin de yaralanmasıyla ilgili şu çağrısına herkes kulak vermelidir:
“…Acı veren ve dayanılmaz nitelikli kayıplarımıza neden olan bu hadisenin, her yönüyle aydınlatılması ve kuytuda kalan hususların açığa çıkarılması acilen sağlanmalıdır.
...Görüldüğü kadarıyla Dağlıca musibetlerin ve kanlı olayların adeta çekim ve ağırlık merkezi haline gelmiştir.
Yeşiltaş Karakolu’ndaki bu talihsiz ve üzücü olayın nasıl ve ne şekilde cereyan ettiğinin netleştirilerek sorumluların ve varsa suçluların tespitinin yapılması gecikmeksizin temin edilmelidir.”
Şu tespitler çok önemlidir:
“…Suriye'deki gelişmeler giderek farklı noktalara doğru kayıyor. Şimdi değineceğim senaryo gerçekleşmeyebilir. Eğer gerçekleşirse o zaman dizimizi dövmemiz gerekecek. Nereye doğru gidildiğini hala göremeyenlere ateş püskürüyorum. Kabul edilecek bir şey değil. Yıllardır korkulan, kendi beceriksizliğimiz ve küçük düşünmemiz nedeniyle başımıza gelecek.”