64. Hükümet’in bakanları arasındaki görev dağılımı geçtiğimiz cuma günü yapıldı. AK Parti’den 5. sıra Milletvekili adayı Bülent Tüfenkci’nin Gümrük ve Ticaret Bakanı olarak kabineye girmesi sürprizdi. Kendisi de açıklamalarında bunu belirtti.
Tüfenkci’nin, AK Parti Malatya İl Başkanlığınca düzenlenen İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda söylediklerini iyi okumak gerek; “Hükümet kurulmadan önce çok çeşitli bakanlar senaryosunda hiçbirinde Bülent Tüfenkci olarak benim ismim olmazdı. Zaten Türkiye'de de bu kabinenin içerisinde en sürpriz bakanlardan birisi de benim. Rabbim nasip ederse gerçekten o oluyor. Birbirimizin kalbini kırmadan, birbirimizin arkasından kuyu kazmadan, ayak oyunları yapmadan partimizi nasıl başarıya ulaştırırız, davamızı nasıl başarıya ulaştırırız, birbirimizi nasıl yükseltiriz, bunu hep beraber yapacağız. Bizler el ele verdiğimiz zaman, birbirimizi desteklediğimiz zaman yapamayacağımız hiçbir şey yok. Şimdi hizmet zamanı. İl bürokratlarımızla birlikte büyük projeler üreteceğiz, büyük düşüneceğiz. Bizlerde oralarda bu büyük projeleri takip edip, kısa zamanda Malatya'ya göndereceğiz."
Evet, Tüfenkci’nin bu söylemlerini inceden inceye okumak hatta çözümlemek gerekiyor.
13 yıllık AK Parti iktidarına Malatya’nın verdiği destek inkar edilemez.
Peki 13 yılda Malatya iktidar nimetlerinden yeterince faydalandı mı?
Kocaman bir HAYIR!
Niye yararlanamadık, niye Malatya hak ettiği yerde değil? Tüm bu sorunların yanıtı Tüfenkci’nin açıklamalarında gizli.
Fitne, fücur ve şer şebekeleri iktidarın nimetlerini kişisel çıkarları doğrultusunda yönlendirmeye çalıştı…
Başarılı oldular mı?
Olanlar oldu…
Geçen 13 yıl içerisinde, ya kaybolup gittiler ya da esameleri okunmuyor.
Sözün özü;
Malatya 19 yıl sonra kabinede yer aldı, bunu fırsata çevirip Malatya’yı hak ettiği yere taşımamız gerekiyor.
Başta, Ticarete ve sanayiye yön vermesi gereken STK’lar silkelenip kendine gelmeli. Siyasetçi peşinde el ovuşturarak dolaşmayı bırakıp, şehrin tüm dinamiklerini harekete geçirmeleri gerekiyor.
Ankara’da lobi oluşturmak gerekiyor. Bürokraside Malatyalı bürokratların artmasını sağlamalıyız, benim adamım olsun fikrini bir yana bırakıp, adamıma göre iş değil, işe göre adamları hak ettiği konumlara taşımalıyız.
Caklı-cekli açıklama yapan siyasilere prim yaptırmayıp, çalışmalarını sağlamak için birlik ve bütünlük içerinde tutum sergilemeliyiz.
Her fırsatta 3. Organize Sanayimizi gündeme taşımayı bırakıp 1. Ve 2. OSB’lerde faaliyetini durduran veya durma noktasına gelen fabrikaların tam kapasite ile değilse de %50-60’larda üretim yapmalarına imkân sağlamalıyız.
Bu saydıklarımı hayata geçirebilmek için; basın ve medya kendi üzerine düşeni yapmalı, sorgulamalı, iyiyi takdir kötüyü tenkit etme görevini yerine getirmeli, derim.
Saygılar.