Sahil Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Ramazan Durmuş

Atam Ankara’da! Siz neredesiniz?

29 Aralık 2016 - 15:13 Yorum: 2

Kızılca kıyamet günleri...

Samsun’dan doğan güneş...

Amasya’da yeşeren kararlılık...

Erzurum ve Sivas’ta sergilenen birlik...

Artık tam zamanıydı değil mi Milli Mücadelenin fitilini ateşlemek için...

Kış kıyametti, soğuktu kimin umurunda...

Karar verilmişti bir kere, Ankara Sarı Paşa’yı beklerdi!

Çetin kış şartlarında bin bir eziyetle süren yolculuk ve Ankara Beynam’da ilk gece...  Mustafa Kemal ve beraberindekiler Beynam’da gecelemek zorunda kalmıştı zor kış şartları yüzünden...

Ve sabahın ışıklarıyla birlikte Gölbaşı’ndan Dikmen sırtlarına gümbür gümbür atan yürekler...

Peki, bugün o yürekler nasıl atıyor?

Beyler, unutmayın!

Mustafa Kemal’in Ankara’ya gelişi bir sıradan olay değildir.

Ankara’nın Kalaba Köyü sırtlarında 123 uzun günün ateşten günlerini sıradanlaştıran varsa hepsi milli kurtuluş destanı fukarasıdır; biline!

Ne acıdır ki; Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü unutturmanın senaryoları dün olduğu gibi günümüzde de sergileniyor.

İşte 97. yıldönümü kutlamalarında yaşananlar bunun en basit örneği...

Ankara’da resmi kurumlarda asılması gereken Atatürk posterlerinin esamesinin görülmemesi bu oyunun başyapıtı…

Atatürk’ümüzü unutturmak isteyen birtakım zavallılar, “Ne var canım, Atatürk’ün duvarda posteri olsa ne olur, olmasa ne olur” diye vızıldamaya başladı değil mi?

Yok öyle yağma!

27 Aralık, Türk’ün kara talihinin bozkır Ankara’da tersine çevrildiği önemli bir tarihtir.

Türk’ü Türkleştiren Türk’ün, Mustafa Kemal’in yırttığı karanlıkları, emin olunuz; bizlere yeniden yaşatma girişimleri karşısında sel olup taşacaktır bu millet...

Biliyoruz ki;  Atatürk’e hiç tahammülleri olmayanlar cirit atıyor!

O’nun ismini duyanlar; hala korkuyor, gözleri küçülüyor, şakakları daralıyor, sinirleniyorlar!

Gerçekten vefasızlıkları görünce kahroluyoruz ki, Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 97.  yıldönümü törenlerinde de bunu bir kere daha görmenin kahrını yaşıyorum.

Günlerden 27 Aralık 1919;

Çetin günler...

Sevr dayatılmış...

Atatürk Samsun'dan Anadolu'ya ışığı saçarken...

Son durak kış kıyamette bozkır Ankara...

Kurtuluşun karargahı Ankara...

Ve bugün...

Atamızın Ankara'ya gelişinin 97. yıldönümü...

Ucube kış saati uygulamasında karanlıkları yırta yırta Anıtkabir'e ulaşıyorum.

Aslanlı Yol’da toplanan zevata tek tek bakıyorum!

Ankara Valisi orada...

Ya Büyükşehir Belediye Başkanı... Ankara'nın Başkanı Melih Efendi, Anıtkabir kaçağı... Maalesef yok!

Atatürk'ün partisi CHP; nerede; gümbür gümbür kalabalıkla gelmesi gerekenler ortada yok!

İktidar partisi AKP'nin İl Başkanı mı yer ile yeksan!

Milliyetçi Hareket Partisi Ankara İl Başkanlığı heyeti, İl Başkanı sayın Fatih Çetinkaya’nın önderliğinde tam kadro orada... Ankara Milletvekili sayın Erkan Haberal ve Etimesgut Belediye Başkanı sayın Enver Demirel de orada...

Başşehir olmayı Atatürk'e borçlu bu kentin Böyükşehir Belediye Başkanı yoklara karışmışsa bu işte bir iş vardır beyler!

Ne diyeyim; derin uykular efendim!

Öğleden sonra Dikmen Sırtlarında karşılanışı nedeniyle Keklik Pınarı’ndayız...

Vali de yok, Başkan da yok; Ankara Milletvekilleri biri dışında sırra kadem basmışlar...

Vali Yardımcısı, Belediye Başkan Vekili, vesaire vesaire…

Dönüş yolunda hükümet dairelerinin bayrak ve Atatürk posteri asıp asmadığını kontrol ediyorum! Ne acıdır ki Atatürk posterleri giderek azalıyor… Yargıtay, yanı başındaki Milli Eğitim Bakanlığı’ndan örnek almazmış gibi inatla Atatürk posteri asmamaya devam ediyor. Ulus’a doğru istikamet devam ederken görüyorum ki Gençlik ve Spor Müdürlüğü’nün binasında Atatürk’ün posterinin yoklara karıştığını görerek çılgına dönüyorum.

Hem de Zafer Anıtı’nın şereflendirdiği Ulus Meydanı’nda koca binada yıllardır ay yıldızımla birlikte dalgalanan Atatürk posteri maalesef yok! Hesap soran da yok!

İşte böyle Ankara ahalisi; ahvalimiz böyle! Nasılsınız, uykunuza devam edecek misiniz?

Ve, özür dileriz Atam,

Ankaralılar seni vekillerle karşıladı. Sadece Seymenlerin dimdik ayaktaydı...

Ne acıdır ki; böylesine önemli bir tarihi yıldönümünde asıllar yer ile yeksan; araziye uydular!

Son sözüm; tüm Ankaralılara! Ya gereği gibi kutlayın ya da unutun gitsin o karanlık günleri; kendi karanlığınızda seyre devam edin!

YAZARIN DİĞER YAZILARI