Türkiye'de 'Motion capture' tekniğiyle çekilen ilk uzun metrajlı animasyon filmi 'Allah’ın Sadık Kulu: Barla', izleyenlerden tam not aldı. Filmin galasına katılan sanat ve siyaset dünyasından çok sayıda kişi, filmin kardeşlik mesajı verdiğini ve Bediüzzaman Said Nursi'nin daha iyi anlaşılacağını aktardı.
Bediüzzaman Said Nursi'nin çileli hayatının en zorlu dönemlerinden 1927-1934 yılları arasındaki Barla hayatını anlatan Allah'ın Sadık Kulu: Barla filminin galası TİM-Maslak Show Center'da gerçekleşti. Filme siyaset, sanat, medya dünyasından yoğun katılım oldu. Yapımcılığını Fatih Gök’ün yönetmenliğini Esin Orhan’ın yaptığı, 3,5 yıllık titiz bir çalışmanın ürünü olan ‘Allah’ın Sadık Kulu: Barla, Ser film tarafından hazırlandı. Film, Bediüzzaman Said Nursi ve talebelerinin tamamen orijinal fotoğraflarından faydalanılarak üç boyutlu olarak modellendi. Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin sıkıntılı, çile ve mücadele dolu hayatının en çarpıcı dönemlerinden biri olan Barla hayatını animasyon türüyle beyazperdeye aktaran Allah’ın Sadık Kulu: Barla, Anadolu’nun ücra bir köşesine tecrit edilmeye çalışılan bir alimin iman hakikatlerine dayanarak sonradan tüm dünyayı saran bir muhabbet ve adanmışlık hikayesini ele alıyor. Film, her ne kadar animasyon tarzında olsa da, gerek kahramanı, gerekse anlatım tekniği ile küçük büyük herkesin ilgisini çekecek türden. Filmin orijinal kopya master hazırlıkları ise Alman ARRİ stüdyolarında gerçekleştirildi. Allah’ın Sadık Kulu: Barla, yurt çapında 255 kopyayla 303 salonda vizyona girecek.
Yapımcı Fatih Gök, film uzun süren bir çalışmanın sonucunda bu güne kadar geldiğini kaydetti. 3,5 yıl boyunca yoğun heyecanlı ve bir o kadar da ürkek bir hazırlık dönemi yaşadıklarını anlatan Gök, “Binlerce fotoğrafın sonunda güzel bir teknikle heyecanla bugünleri bekliyorduk. Sonunda çok güzel bir filmin beyaz perdeye yansıdığını düşünüyorum. İnşallah filmimiz beklentimiz çok yüksek. Bu teknikle yapılan filmin en son ulaştığı rakamın biraz daha üzerine çıkarak Bediüzzaman Hazretlerine yakışan tarzda bir seyirci potansiyeli yakalayacağımızı tahmin ediyoruz.” dedi.
Yönetmen Esin Orhan ise Allah’ın Sadık Kulu: Barla’nın Türkiye’de ilk kez motion caption tekniği ile hazırlanan ilk uzun metrajlı film olduğunu söyledi. Yayın grubu olarak sinemaya yönelik çizgi filmler üretmek maksadıyla çizgi film birimini kurduklarını aktaran Orhan, “Bunun ardından Bediüzzaman gibi bir şahsiyetle başlayalım istedik. Bu sırada da teknik alt yapımızı oluşturup, 3,5 yıllık bir süre içerisinde neticeyi aldık. Projemizin toplumsal bir karşılığı var. Üstadı sevenlerin beyazperde görmek isteyenlerin buna karşılık vereceğini düşünüyorum. Türkiye genelinde eşzamanlı olarak gösterime girecek. Avrupa ve Ortadoğu da gösterimi de olacak.” diye konuştu.
Senarist Rıdvan Kızıltepe de Bediüzzaman’ı anlamanın gerçekten zor olduğunu kaydetti. Bediüzzaman’ın emsalsiz bir insan olduğunu aktaran Kızıltepe, “Duyguları itibariyle çok bambaşka yerde bir insan. İlim itibariyle çok çok yüksek bir insan. Ondan da öte hayatta pek çok insanı etkilemiş ve etkilemeye devam eden bir insan. Bu kadar etkileyen bir insanı hepimizin hayatında, düşüncelerinde etkileri var. Bediüzzaman’ın filmini yapmadan önce bu konuda yazılmış bütün hatıratı toplamaya çalıştık. Filmin yapım süresince Abdullah Aymaz ve Ali Ünal hocam ile istişare halinde olduk.” ifadesini kullandı.
"GENÇLERİN BEDİÜZZAMAN’IN SÖZLERİNİ ÖĞRENMESİ TÜRKİYE’NİN BİRLİĞİ AÇISINDAN ÖNEMLİ"
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, film için büyük emek harcandığını ve inançla yapıldığını aktardı. Sinema filminin olmasının ötesinde manevi bir tarafının olduğunun da unutulmadığını söyleyen Destici, “Bediüzzaman, iman hakikatinin kavranmasında büyük hizmetler verdi. Risaleler bir dönem Anadolu da bu milletin en ümitsiz olduğu bir dönemde ümit var olmasını ve ileriye daha emin adımlarla bakmasına sebep oldu. Bu anlamda gençlerimizin onun hayatını, sözlerini öğrenmesi Türkiye’nin birliği ve beraberliği açısından önemli.” şeklinde konuştu.
KEKİLLİ: BEDİÜZZAMAN BİZİM AYDINLIK GELECEĞİMİZİN BİR PARÇASI
Galaya gelen sanatçı Murat Kekili de film son derece başarılı ve duygusal yapıldığını kaydetti. Beyazperdede izlemenin Bediüzzaman’ın hayatını dinlemekten, okumaktan farklı olduğunu ifade eden Kekili ise sözlerini şöyle tamamladı: “Acıları daha iyi anladık. Kendinizi onun yerine koyunca ne kadar acı çektiğini ve zulüm gördüğünü anlıyoruz. Hayatının bir parçasını gösterdiler, gerçek çileli, yargılanma kısımları falan yok. Burada bile bundan sonra bizim toplum yaşantımızı çok derinden etkileyebilecek şeyler yakalanmış. İyi lanse edilebilirse, belki kitap okumayabilirler ama sinema filmi izlemek bu kadar zor değil. Şu kısmını okuyabilirlerse bugünlere nasıl gelindiğini anlayabilirler. Bizim aydınlık geleceğimizin bir parçası o günlerde atılmış. Bu tarz insanlar olmasaydı, başımız daha büyük derde girecek gibi hissediyorum.”
Bediüzzaman’ın talebelerinden Mehmet Güleç (Mehmet Fırıncı) de ilerleyen yaşına rağmen galaya katıldı. Bediüzzaman’ı anlatırken gözleri parlayan Güleç, her milletin saadeti dünyeviyesi için çalışan insanlar olduğunu fakat, Bediüzzaman Hazretlerinin insanların hem dünya hem de ahiret saadetini kazandırmak için çok çile çektiğini kaydetti. Bu akşam onun bir bölümünü film olarak göreceklerini söyleyen Güleç, “Bediüzzaman’ın insanımıza bilhassa gençlerimize tanıtılması, anlatılması lazım. Bununla beraber bütün İslam büyüklerini de tanıtmamız lazım. Biz üstadı anlatmak için sempozyumlar yapıyorduk. Basının yarısı aleyhte, yarısı lehte haber yapardı. Bu sene yapılan sempozyumda hiç aleyhte olmadı. Demek ki, anlamaya başladılar. Vatan, millet için insanımız için hatta bütün dünya için en güzel saadetleri, medeniyetleri Risale-i Nur anlatıyor.” dedi.
Bediüzzaman’ın talebelerinden Abdullah Yeğin ise film sonrası, “Burada bir şey seyrettik. Cenabı hak bizi Risale-i Nur okumaya sevk etsin.” diye konuştu.