Başta Anayasa olmak üzere damar kanunların değiştirilmesi aşamasında herkesten topluma yayma açısından görüş istenir ya hiç de samimi bulmam! Çünkü kararı veren yapacağını yapar!
Son günlerde AKP’nin Milli Eğitiminde bir tartışma var. Eğitimde 4+4+4 düzeni...
Her gelen AKP’li Milli Eğitim Bakanının sistemini kurmaya çalıştığı yap boz tahtası Türk Milli Eğitiminde şimdi yeni bir yola girilmek üzere...
Kimseden bu defa görüş istenmedi ve uygulama kamuoyuna duyuruldu. Elbetteki başta siyasi partiler olmak üzere sivil toplum kuruluşlarından tepki gelecekti ki, öyle de oldu. Patronlar Kulübü TÜSİAD Başkanı konuştu, görüşlerini bildirdi.
Vay vay vay…
Başbakan ertesi gün ikinci ameliyatının ardından alkışlar arasında çıktığı AKP Grup Toplantısı Kürsüsünde kükredi:
“-Kusura bakma TÜSİAD senin dediğin değil milletin dediği olacak!
Siz işinize bakın, biz de işimize bakalım!
Siz sanayi ve ticarette ne söyleyecekseniz söyleyin ama eğitimde milletin önünü kapatmaya, bariyer oluşturmayın!
...ideolojik kaygılarla zihinleri bulandırmak TÜSİAD'ın geçmişten devraldığı ve bugüne yakışmayan bir roldür. TÜSİAD önce 28 Şubat'taki rolünü bir düşünsün. TÜSİAD'ın acilen değişmesini, kör ideoloji ve kalıplarından kurtulmasını tavsiye ediyorum!”
Bu açıklamanın kısaca özeti şu:
“Biz istediğimizi yaparız!”
İktidar istediğini yapacak ve uygulayacak demokrasinin gereği diğer katmanlar söyledikleriyle, dedikleriyle baş başa kalacak...
İşte Türkiye’mizdeki, güzel ülkemizdeki demokrasi anlayışı!
Allah aşkına görüş bildirmek ne zamandan beri saldırı olarak değerlendiriliyor?
“AKP’yle birlikte eğitimde bilimsel yöntemler değil, deneme-yanılma yöntemleri uygulanıyor. İktidar partisi, sorun çözmek şöyle dursun, attığı her adımla yeni problem alanlarının oluşmasına sebep oluyor. Hükümet, günü kurtarmaya dönük çelişkileriyle, polemik dozu had safhada olan yaklaşımlarıyla ve istimara prim veren siyasi tutumuyla eğitim sistemimizi adeta yap boz tahtasına çeviriyor” diyenler asla haksız değildir.
Evet, eğitim can alıcı bir konu... TBMM'ye bir kanun teklifi sevk ediliyor... Buna bir sivil toplum örgütü de görüş bildiriyor.
Görüş bildirmek, katılımcı demokrasi bağlamında, bir "saldırı" olarak değerlendirilmemelidir.
***
Unutma! Unutturma!
Sosyal paylaşım sitelerinde bir resim ilişti gözüme...
Soykırımla suçlanan ama soykırıma uğrayan bir milletin geçmişinden bir kare idi bu...
Kıbrıs’ta EOKA katillerinin hunharca katlettiği Türk öğrencilerin hikayesi...
Burası Türk Kıbrıs’ta bir ilkokulun mütevazı sınıfı...
Bu sınıf Kıbrıs'ta ve 1974 yılından beri kullanılmıyor...
Sadece ziyaret ediliyor...
Niye mi?
Çünkü bu sınıfın bütün öğrencileri 1974 yılında Rumlar tarafından hunharca, işkenceyle katledildi ve toplu olarak mezara gömüldü...
Karatahtada o masumların isimleri yazıyor...
Şimdi kimse kalkıp bize Türklerin katliam yaptığından, soykırım yaptığından söz etmesin!
Bu millet, ne acılar yaşadı...
Bir tane ülke çıkıp bunları gördü mü?
Türk milleti bunları unutma, unutturma!
Sözün özüyle yazımıza nokta koyalım: “-Türküm diyemiyorsan hüviyetimi kaybettim de!”