ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Suriye’de muhaliflerin saldırılarına ilişkin, “Suriye’de Heyet Tahrir Şam (HTŞ) grubunun gerçekleştirdiği saldırı, Esad’ın kilit destekçileri ve müttefiklerinin sorunları nedeniyle dikkatlerinin dağılmış olduğunu gösteriyor. Görünüşe göre HTŞ, bu durumdan istifade etti” dedi.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Belçika’nın başkenti Brüksel’deki NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı’nın ardından basın toplantısı düzenledi. Ukrayna’ya askeri yardımların yükünün ABD ve NATO müttefikleri arasında paylaşılmasından memnuniyet duyduğunu ifade eden Blinken, “Müttefikler, desteklerinin miktarını artırıyor. ABD, Ukrayna’ya toplamda 102 milyar dolar yardım sağladı. Ortaklarımız ise 158 milyar dolar sağladı. Bu, finansal yük paylaşımının 30 yıllık kariyerimde gördüğüm en güzel örneği” dedi.
ABD’deki mevcut yönetimin Ukrayna’ya askeri desteği daha da artırmayı amaçladığını vurgulayan Blinken, bu yolla Ukrayna’nın hava savunması, topçu sistemleri ve zırhlı araç kapasitesini güçlendirmek istediklerini ifade etti. Blinken, ABD Kongresi tarafından verilen yetki çerçevesinde kullanımı onaylanan 61 milyar dolarlık fonun her bir cen’ini Ukrayna için kullanmayı amaçladıklarını vurguladı.
“HTŞ, durumdan istifade etti”
Suriye’deki son gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Blinken, “Bence Suriye’de Heyet Tahrir Şam (HTŞ) grubunun gerçekleştirdiği saldırı, Esad’ın kilit destekçileri ve müttefiklerinin, bu ister Rusya, ister Hizbullah, ister İran olsun sorunları nedeniyle çeşitli şekillerde dikkatlerinin dağılmış olduğunu gösteriyor. Görünüşe göre HTŞ, bu durumdan istifade etti. Şu anda en kritik olan şey, gerilimin azalmasını sağlamak, Suriye genelinde sivillerin korunmasını temin etmek ve belki de en önemlisi, BM Güvenlik Konseyi kararı çerçevesinde bir siyasi sürecin ilerlemesidir. Bu süreç, Suriye’deki iç savaşı çözmek ve sona erdirmek için gereklidir” dedi.
Suriye Devlet Başkanı Esad’ın yaklaşımına değinen Blinken, “Esad’ın herhangi bir siyasi sürece katılmayı reddetmesi de bu saldırıya ve HTŞ’nin sahada elde ettiği kazanımlara kapıyı açan bir başka etken. Suriye’de özellikle DEAŞ’ın yeniden ortaya çıkmasını önleme konusunda kalıcı güvenlik çıkarlarımız var” ifadelerini kullandı.
“Esad’ın siyasi sürece katılmasını sağlamak gerekiyor”
DEAŞ’ın yeniden ortaya çıktığı bir durumun yaşanmaması için ABD’nin Suriye’deki varlığının önemini koruduğunu söyleyen Blinken, “Suriye’de kamplarda bulunan çok sayıda yabancı terörist savaşçı ve onların aileleri mevcut. Bu kişilerin kendi ülkelerine geri gönderilmeleri için yoğun çaba sarf ettik, ancak hala binlercesi kamplarda kalmaya devam ediyor. Bu yabancı savaşçıların yeniden ortaya çıkmasını istemiyoruz” dedi.
Suriye’deki çıkarlarının sürdüğünü ve bu çıkarları desteklemek için neler yapabileceklerini değerlendirmeye devam ettiklerini vurgulayan Blinken, “Ancak öncelikli olarak gerilimin azaltılması, sivillerin korunması ve Esad’ın ülkenin geleceği adına herhangi bir duyarlılığı varsa, iç savaşı sona erdirmek için siyasi sürece katılmasını sağlamak gerekiyor” dedi.
Lübnan ile İsrail arasındaki ateşkes ihlalleri
Lübnan ile İsrail arasındaki ateşkes ihlallerine ilişkin soru üzerine Blinken, Lübnan’daki ateşkesin yoğun bir diplomasi sonucunda elde edildiğini ve ihlallerin de Fransa ile birlikte kurulan bir denetim mekanizması ile takip edildiğini söyledi. Blinken, “Taraflardan biri ateşkesi ihlal ettiğinde ya da böyle bir iddia ortaya çıktığında konu bize gelir ve biz bir şekilde taraflarla iletişime geçeriz. Şu anda da tam olarak bu mekanizma çalışıyor. Ateşkes devam ediyor ve herhangi bir ihlal iddiası ortaya çıktığında kurulan mekanizmayı devreye sokuyoruz” şeklinde konuştu. Blinken, “Temel olarak, hem İsrail hem de Lübnan hükümeti aracılığıyla Hizbullah ateşkesi istiyordu ve istemeye devam ediyor” dedi.
Güney Kore’deki durum
Güney Kore’deki sıkıyönetim ilanı ve devamında yaşanan gelişmeleri de değerlendiren Blinken, Güney Kore’nin ABD’nin en yakın müttefiklerinden biri olduğunu ve bu ülkede yaşananları yakından takip ettiklerini söyledi. Blinken, “Devlet Başkanı Yoon Suk-yeol’un sıkıyönetim kararını geri çekmesini ve parlamentoda bu kararı reddetmek için yapılan oylamayı memnuniyetle karşılıyoruz. Devlet Başkanı bu karara uyarak gereken adımları attı. Bizim değerlendirmemize göre siyasi anlaşmazlıklar barışçıl bir şekilde ve hukukun üstünlüğüne uygun olarak çözülmelidir” diye konuştu.
Güney Kore’nin bir başarı hikayesi olduğunu vurgulayan Blinken, bu ülkenin demokrasinin yükselişi ve dirençliliği konusunda örnek oluşturmaya devam etmesini beklediklerini söyledi.