Yaşım itibari ile 1980 ihtilali öncesi Malatya"da yaşananları dolu, dolu yaşayan biri olarak Allah o günleri tekrar yaşatmasın, tek dileğimdir.
Mazi hatırlayınca o zamanın provokasyonları geldi birden aklıma
Malatya"yı manşetlerine Kürt Şehri olarak taşıyan gazetelerden tutunda, Malatya"da yaşayan insanları dinlerine mezheplerine göre ayıran manşetleri okuduk.
Rahmetli Hamit Fendoğlu" nun katledilmesi sonrası Malatya"da yaşananları yaşayan biri olarak, Malatya ve Türkiye tekrar o günleri yaşasın istemem.
Yanmadık işyeri, kırılmadık cam ve en kötüsü de hastanelerde yaralılar için kan yetmiyordu.
Kardeşi kardeşe kırdırdılar, bugün olmuş O günleri yaşatanlara lanet okuyorum.
Değil aynı olayları tekrar yaşamak, düşünmek dahi istemiyorum.
Şimdi bu konu nerden aklıma geldi sözün aslına döneyim.
29 Mart 2009 da yapılacak olan Yerel Seçimler öncesi, siyasi partiler ve adayları henüz meydanlara inmedi ise de ev ve mahalle toplantılarını yapıyor kazanmak için vaatlerini sıralıyor, projelerini anlatıyor.
Hepsi bir birinden değerli adaylar kişilik olarak hepsi nefsimden üstün, yalnız propagandanın dozunu kaçırıp antipropaganda yaparken dini değerlerimizi, mezheplerimizi kullanmamalarını öneririm.
Malatya bir Türkiye mozaiğidir.
Türk"ü, Kürd"ü, Ermeni"si, Laz"ı, Çerkez"i Hanefi"si, Şafii"si, Alevi"si ile bir bütündür.
Hizmet ederken bu ayrım şuana kadar yapılmadı, yapılamazda!
Bu nedenle propaganda yaparken çok dikkat etmeli sayın adaylarımız, hiç birimizin bir diğerinden üstün olduğu söylenemez.
Nitekim Malatya Belediye Başkanı seçecek, seçilmek istemesinde ki tek gayenin hizmet olması gerekir, başka bir niyet taşır olması düşünülemez, siyasette rekabet hizmet çıtasını yükseltir, bu çıtayı yükseltirken seviyesini koruyan başkan seçilecektir.
Bu unutulmamalıdır.