2. MALATYA ULUSLARARASI FİLM FESTİVALİ"
- FESTİVALİN ANA TEMASI OLAN GÖÇ OLGUSU DÜZENLENEN PANELLE ANLATILDI
- YÖNETMEN TEVFİK BAŞER:
- "BEN GÖÇMEN SİNEMASI YAPMADIM"
FERDİ DURDU
Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Göç Sineması Paneli"ne Ankara Bilkent Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ahmet Gürata'nın moderatörlüğünde gerçekleştirilen panele; kurgucu Thomas Balkenhol, Belgesel Prodüktörü Reyan Tuvi, Yönetmen Tevfik Başer ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sinema-Televizyon Bölümü Öğretim Üyesi Özgür Yaren katıldı.
Ankara Bilkent Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ahmet Gürata, yaptığı konuşmada, "2. Malatya Uluslararası Film Festivali'nin özel bir durumu var. Almanya ve Türkiye arasında imzalanan 'İşçi Alımı Anlaşması'nın 50. yılı olması nedeniyle bir yandan filmler gösterilirken, bir yandan da panel düzenledik. Göç sineması, göçmen sineması gibi farklı isimlerde alıyor" dedi.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sinema-Televizyon Bölümü Öğretim Üyesi Özgür Yaren, göç sinemasıyla ilgili katılımcılara detaylı bilgiler aktardı. Yaren, "Belki de daha iyi görebilmek için uzakta olmak gerekiyor. Bu nedenle göçmen sinemasını bir kategori olarak son yıllarda ve bundan sonra çok duyacağız. Hem o ülkeye hem de diğer ülkeye farklı yönleriyle hakim olan yönetmenler faklı bir zenginliği oluşturuyorlar" diye konuştu.
Yönetmen Tevfik Başer ise, "Bir üniversiteye giremedim diye Londra'ya gittim. Ben Londra'da kaçaktım. 1 ay vize verdiler, 5 sene kaldım. İngilizce öğrenmeye gittim. Garsonluk yaptım, bulaşık yıkadım, aşçılık yaptım. Sonra fotoğrafçılıkla uğraştım. 5 senem orada geçti. Almanlarla çalıştım. Ben oraya göç etmedim, geçici bir süre için gittim. Belgesel sinema okudum.
Belgesel sinema yapıyorsunuz, o toplumda yaşıyorsunuz, etrafı seyredip, bakıyorsunuz. Ben orada göç sineması üzerine ders almadım. Ben sinema üzerine ders aldım. Nedense bizim filmlerimiz belirli kategorilerin altına konuluyor. Onların ki normal film muamelesi görüyor.
Tanıdığınız bildiğiniz bir toplum ve oradaki değişimi görüyorsunuz. Ben hep onların gözünden Almanya'yı görmek istedim. Çünkü benim gözümden başka bir şey. Hep onların Almanya'yı nasıl gördüğünü merak ettim. Halen de beni o ilgilendiriyor. İçerden bakıldığı zaman nasıl görünüyor? İşte ben bunu yapmaya çalıştım.
Ben göçmen sineması yapmadım. Köprü gibi Eskişehir'den Almanya'ya geldik. Almanya'da okuduk ve okurken film yapıp, geri geldik. Bir yerde bıraktım artık" şeklinde konuştu.
Başer, sinemacının sürekli sinema filmi düşündüğünü de ifade ederek, "Siz eğer sinemacıysanız, 24 saat film düşünüyorsunuz. Ne yapayım ile ilgileniyorsunuz" dedi.